teritori
akşam 20:05'te sabihadan uçağım var.taksim'den havabus'e 5'te binsem yetişir miyim?
akşam 20:05'te sabihadan uçağım var.
taksim'den havabus'e 5'te binsem yetişir miyim?
taksim'den havabus'e 5'te binsem yetişir miyim?
0
Valla normal zamanda olsa 45-60 dakikada varıyor ama akşam iş çıkışı millet bayram tatiline gidiyorum diye TEM'i kitleyebilir. Emin olamadım. Yine de 2 saatte de gitse her türlü o uçağa binersin. O yüzden 5 iyidir.
0
aramızda kalsın
Kilo almada zorlanan biriyim. 1 ayda sağlıklı yollarla nasıl 3-4 kilo alabilirim? Diyetisyen tavsiyelerini bir kenara koyuyorum.
Kilo almada zorlanan biriyim. 1 ayda sağlıklı yollarla nasıl 3-4 kilo alabilirim? Diyetisyen tavsiyelerini bir kenara koyuyorum.
0
uyumadan önce buzdolabınının orada bi 10 dk takıl. bide hamurişini aksatma. tamamdır o iş.
0
yemekten önce sonra tatlı, aralarda tatlı, su niyetine süt+buz+dondurma'yı blenderda karıştır iç.
0
hamur işi, tatlı vs ile sağlıklı kilo almanız çok mümkün olmayabilir.
1 ayda 3-4 kilo "sağlıklı kilo almak" çok gerçekçi bir hedef gibi gelmedi.
Düzenli ağırlık çalışması + buna uygun iyi bir beslenme ile kilo alabilirsiniz. ama ayda 3-4 kilo almak mümkün olmayacaktır sanıyorum ki.
1 ayda 3-4 kilo "sağlıklı kilo almak" çok gerçekçi bir hedef gibi gelmedi.
Düzenli ağırlık çalışması + buna uygun iyi bir beslenme ile kilo alabilirsiniz. ama ayda 3-4 kilo almak mümkün olmayacaktır sanıyorum ki.
0
her 7000 kalori fazlada 1 kg yağ alırsın.
2000 kalori günlük yaktığını varsayarsak 4 kilo için 28.000 kalori alman lazım. düz hesap 30.000 diyelim. günlük kalori alımını yaklaşık 1000 kalori arttırırsan 1 ay sonra 3-4 kilo almış olursun. göze az gibi gelebilir ama iştahsız biri için 3000 kalori her gün doldurmak kolay değil.
2000 kalori günlük yaktığını varsayarsak 4 kilo için 28.000 kalori alman lazım. düz hesap 30.000 diyelim. günlük kalori alımını yaklaşık 1000 kalori arttırırsan 1 ay sonra 3-4 kilo almış olursun. göze az gibi gelebilir ama iştahsız biri için 3000 kalori her gün doldurmak kolay değil.
0
Bolca yiyeceksin, sağlıklı almak istiyorsan sağlıklı şeyleri bolca yiyeceksin. Kalorisi yüksek sağlıklı şeylerden yiyeceksin, örnek avokado, badem, fındık, fıstık vb.
En önemli şey sağlıklı yağ oranı yüksek şeyleri tüketmek. Böylece daha az yiyip daha çok kalori alırsın.
En önemli şey sağlıklı yağ oranı yüksek şeyleri tüketmek. Böylece daha az yiyip daha çok kalori alırsın.
0
Bu aralar hesaplıyorum da gün içinde genelde 1300-1400 kalori alıyorum ki o da o gün cips falan yediysem.
0
Eğer para varsa sabah küşleme, öğlen pirzola, akşam bonfile. Kırmızı et, 100 gramında 300+ kalori içeriyor. Yağda kızarttık yanında yağ aldık, ekmeğe koyduk yanında karbonhidrat aldık derken en sağlıklı etle kilo alınır.
Balık ve tavukla bu iş zor ama. Onlarda 100-150 kalori filan var. 100 gram et yerine 250-300 gram tavuk gerekir, o da sıkıntı.
Balık ve tavukla bu iş zor ama. Onlarda 100-150 kalori filan var. 100 gram et yerine 250-300 gram tavuk gerekir, o da sıkıntı.
0
cagdas donem kuramcisi
Delirdim.Elimde iki veri var. Birini World Bank'ten çekiyorum, diğerini Excel dosyasından. İkisinde de sütun adı country, ikisinde de ülkeler var. Birinde 195, diğerinde 167 tane. Sonra bildiğimiz, yediğimiz merge olayını yapıyorum:a <- merge(x, y, by = "country")Fakat bu iki tabloyu birleştirmek ye
Delirdim.
Elimde iki veri var. Birini World Bank'ten çekiyorum, diğerini Excel dosyasından. İkisinde de sütun adı country, ikisinde de ülkeler var. Birinde 195, diğerinde 167 tane. Sonra bildiğimiz, yediğimiz merge olayını yapıyorum:
a <- merge(x, y, by = "country")
Fakat bu iki tabloyu birleştirmek yerine bana boş bir tablo veriyor.
Nedendir ki? Neyle aşarım bunu, bilen var mı? Caps de ekledim ki inandırıcı olsun :/ Diğer tabloda da, bundaki gibi, country sütunu var. Olmasa, veya isimler aynı olmasa anlayacağım.
Typeof da denedim, as.character de denedim, denedim de denedim. Olmuyor :/
Şimdiden teşekkürler cevaplayan olursa.
Elimde iki veri var. Birini World Bank'ten çekiyorum, diğerini Excel dosyasından. İkisinde de sütun adı country, ikisinde de ülkeler var. Birinde 195, diğerinde 167 tane. Sonra bildiğimiz, yediğimiz merge olayını yapıyorum:
a <- merge(x, y, by = "country")
Fakat bu iki tabloyu birleştirmek yerine bana boş bir tablo veriyor.
Nedendir ki? Neyle aşarım bunu, bilen var mı? Caps de ekledim ki inandırıcı olsun :/ Diğer tabloda da, bundaki gibi, country sütunu var. Olmasa, veya isimler aynı olmasa anlayacağım.
Typeof da denedim, as.character de denedim, denedim de denedim. Olmuyor :/
Şimdiden teşekkürler cevaplayan olursa.
0
ben projemde world bank'tan çektiğim verileri python ile birleştirdim. kodu paylaşıyorum.
import pandas as pd
df = []
df.append(pd.read_excel('file1.xlsx', index_col=0))
df.append(pd.read_excel('file2.xlsx', index_col=0))
df_merged = reduce(lambda left,right: pd.merge(left,right,on=['Country'], how='right'), df).fillna('void')
import pandas as pd
df = []
df.append(pd.read_excel('file1.xlsx', index_col=0))
df.append(pd.read_excel('file2.xlsx', index_col=0))
df_merged = reduce(lambda left,right: pd.merge(left,right,on=['Country'], how='right'), df).fillna('void')
0
Dataframelerden birinin country kolonunda boşluk falan kalmış olabilir mi?
0
Sanırım saçmalık şu: İkisinde de country sütunu var ama ne hikmetse bunları farklı karakterler olarak okuyor. Yani bir tek satır bile vermemesinin başka izahı yok. Bu da elle doldurmam gerek demek zira Python da bunları birleştirirken karakterler aynı mı diye bakacak :/
Baktım şimdi, country'de boşluk yok. Kaçar yok, elle tek tek eklemece şimdi. Nasıl farklı karakterler olarak okuyor, onu çok merak ettim ama :/
Çok teşekkürler - ve olur da başka bir açıklamanız olursa lütfen söyleyin. Elle düzeltsem şimdiye on kere yapmıştım, olmuyor :/
Baktım şimdi, country'de boşluk yok. Kaçar yok, elle tek tek eklemece şimdi. Nasıl farklı karakterler olarak okuyor, onu çok merak ettim ama :/
Çok teşekkürler - ve olur da başka bir açıklamanız olursa lütfen söyleyin. Elle düzeltsem şimdiye on kere yapmıştım, olmuyor :/
0
Excel'i açınca buldum: Gerçekten country sütununda ülke adlarından önce bir boşluk var. Ondan merge edemedi.
En azından sorunun ne olduğunu bulabildim, bana bir alkış? :/
Çok teşekkürler size. Olur da ilgilenen olursa diye de soruyu silmiyorum, belki birinin işine yarar ileride.
Caps de atayım da destekli sallayayım:
ibb.co
En azından sorunun ne olduğunu bulabildim, bana bir alkış? :/
Çok teşekkürler size. Olur da ilgilenen olursa diye de soruyu silmiyorum, belki birinin işine yarar ileride.
Caps de atayım da destekli sallayayım:
ibb.co
0
aqueenofspades
Yaklaşık 1 yıldır açık duran yarım şişe gentleman jack viski içilir mi? Sıkıntı olur mu açılmış viskinin uzun süre sonra içilmesi?
Yaklaşık 1 yıldır açık duran yarım şişe gentleman jack viski içilir mi? Sıkıntı olur mu açılmış viskinin uzun süre sonra içilmesi?
0
teoride alkol bozulmuyor. benim dolapta şarap vardı öyle aylardır açık duran, diktim kafaya gitti geçen gün.
zaten fermante adam. daha ne kadar zehirlesin üstüne?
zaten fermante adam. daha ne kadar zehirlesin üstüne?
0
İçilir ve normalin dışında bir etkisi olmaz.
Yüksek alkollü içkilerde sorun yaşamazsınız.
Yüksek alkollü içkilerde sorun yaşamazsınız.
0
Sikinti kelimesini gercek anlamda sikinti olarak yorumlarsak olmaz, hasta etmez, kor etmez. genelde viski, cin, votka gibi alkoller acildiktan sonra bir kac yil gidebiliyorlar, uzun sure acik kalinca cesitli dis faktorlere gore tadi degisecektir. sayet tadi konusunda hassas iseniz oda sicakliginda cok sicaga maruz birakmamaya calisin. cok fazla isiga da maruz kalmasin, ki genelde viski siseleri daha koyu sislerde sislenir,oksijenlenden uzak tutmak lazim bir de. son olarak siseyi dikine tutun, mantar ile kapali olan bazi turlerde kapakla etkilesime girmesi tadini epey bozar.
0
masumiyetkarinesi
Hidiv kasrına tempolu yürüyüse gidebilirim ama 20 kg fazlam var sizce sinirsiz macfit mi yoksa tempolu yuruyus mu?
Hidiv kasrına tempolu yürüyüse gidebilirim ama 20 kg fazlam var sizce sinirsiz macfit mi yoksa tempolu yuruyus mu?
0
Macfit çünkü macfite para veriyorsun. Macfite kar yağmaz çamur olmaz üşengeçlik işlemez. Haftada bir de istiyorsan hidive hava almaya koşuya gidersin.
0
formalite
Selam arkadaslar,Sümer mitolojisinin ilahi dinler ile karsilastirmasini yapan okuduğunuz bir ya da bir kac kitap oneriniz var midir, varsa nelerdir yazabilir misiniz?
Selam arkadaslar,
Sümer mitolojisinin ilahi dinler ile karsilastirmasini yapan okuduğunuz bir ya da bir kac kitap oneriniz var midir, varsa nelerdir yazabilir misiniz?
Sümer mitolojisinin ilahi dinler ile karsilastirmasini yapan okuduğunuz bir ya da bir kac kitap oneriniz var midir, varsa nelerdir yazabilir misiniz?
0
ahm1
Belki cahilce ya da sacma sapan bir soru olacak belki ama ogrenmek icin soruyorum.Gecen sene ne zamandir kilo vermek istiyordum. Hafif bi gobegim vardi. Yuzmeye basladim. 4-5 ay boyunca haftada 4 gun yuzdum ama bunun 3 ayinda yememe icmeme dikkat ettim. Aclik cekmiyodum ama saglikli seyler yiyodum.
Belki cahilce ya da sacma sapan bir soru olacak belki ama ogrenmek icin soruyorum.
Gecen sene ne zamandir kilo vermek istiyordum. Hafif bi gobegim vardi. Yuzmeye basladim. 4-5 ay boyunca haftada 4 gun yuzdum ama bunun 3 ayinda yememe icmeme dikkat ettim. Aclik cekmiyodum ama saglikli seyler yiyodum. Boyum 1,70, butun bu surecin genelinde 63 kilodan 59 kiloya kadar indim ve gidisattan da tirstim acikcasi. 59, inmek istedigim bi kilo degildi ve benim kilo vermem nerede duracakti. Sonra işe girdim ve birakmak zorunda kaldim yuzmeyi, her neyse.
Aclik cekmememe ragmen ve hafif gobegim de olsa 63 de aslinda dusuk bir kiloyken neden 59'a kadar indim? Kas da yaptim cunku, karin kaslarim gayet gorunur oldu, kollarim da biraz kalinlasti vs.
Bir ara "cok dustum, yemekleri cok cok yiyim" dedim ama onu da pek yapamadim. Yemek seven bir insan degilim. Sadece tatli yemeyi severim.
Tekrardan, cok sacma bi soru olabilir ama kafama takildi bir suredir. Sorum su, kilo vermek kalori acigiyla olmaz mi? Kalori acigin varsa da aclik cekmen gerekmez mi?
Spor yaptim, evet; sadece (yani yuzde 80 oraninda diyelim ama tatli, abur cubur hic yok, arada durum, patates kizartmasi falan var) saglikli seyler yedim, evet. Ama hicbir zaman aclik cekmeden nasil 4 kilo verdim?
Gecen sene ne zamandir kilo vermek istiyordum. Hafif bi gobegim vardi. Yuzmeye basladim. 4-5 ay boyunca haftada 4 gun yuzdum ama bunun 3 ayinda yememe icmeme dikkat ettim. Aclik cekmiyodum ama saglikli seyler yiyodum. Boyum 1,70, butun bu surecin genelinde 63 kilodan 59 kiloya kadar indim ve gidisattan da tirstim acikcasi. 59, inmek istedigim bi kilo degildi ve benim kilo vermem nerede duracakti. Sonra işe girdim ve birakmak zorunda kaldim yuzmeyi, her neyse.
Aclik cekmememe ragmen ve hafif gobegim de olsa 63 de aslinda dusuk bir kiloyken neden 59'a kadar indim? Kas da yaptim cunku, karin kaslarim gayet gorunur oldu, kollarim da biraz kalinlasti vs.
Bir ara "cok dustum, yemekleri cok cok yiyim" dedim ama onu da pek yapamadim. Yemek seven bir insan degilim. Sadece tatli yemeyi severim.
Tekrardan, cok sacma bi soru olabilir ama kafama takildi bir suredir. Sorum su, kilo vermek kalori acigiyla olmaz mi? Kalori acigin varsa da aclik cekmen gerekmez mi?
Spor yaptim, evet; sadece (yani yuzde 80 oraninda diyelim ama tatli, abur cubur hic yok, arada durum, patates kizartmasi falan var) saglikli seyler yedim, evet. Ama hicbir zaman aclik cekmeden nasil 4 kilo verdim?
0
karbonhidratı azalttıysan vücut su depolarını boşaltıyor:
eksisozluk.com
(ikinci madde ama "sağlıklı beslendim" dendiğine göre diğerleri de ilgili olabilir)
kalori açığı açlık demek değil illa. 2000 yerine 1500 kalori alıp paşalar gibi doymuş bir şekilde gezilebilir. bünyeyle alakalı bu. yani aç değildim ama kilo verdim, benim anladığım kadarınca, yanlış bir mantık.
eksisozluk.com
(ikinci madde ama "sağlıklı beslendim" dendiğine göre diğerleri de ilgili olabilir)
kalori açığı açlık demek değil illa. 2000 yerine 1500 kalori alıp paşalar gibi doymuş bir şekilde gezilebilir. bünyeyle alakalı bu. yani aç değildim ama kilo verdim, benim anladığım kadarınca, yanlış bir mantık.
0
Karbonhidrat tuketiyodum ama ben. 2-3 gunde bir dürüm yiyodum. Bulgur pilavi yiyodum, arada pirinc pilavi da yiyodum. Gunde 2 dilim de ekmek yiyodum.
0
63ten 59a inmen açlık çekmeni gerektirecek bi oran değil. 40lı kilolara yaklaşıp düşersen o zaman kıtlıktan çıkmış gibi yemeye yönelebilirsin. Şimdi depodaki karbları boşaltıyorsundur. Yüzmeyi bırakıp eski yeme stiline dönersen birkaç ay içinde vücudu da kilonu da eski düzene sokarsın.
0
frantastik
merhabalar,bir yakınım hafta sonu fazla mesai için işe gidiyor çalıştığı yer bir gıda deposu ve burada forklift operatörlüğü yapıyor. 4 tane taşeron hamal ile tır yüklüyorlar forklift ile geri geri giderken hamallardan birinin ayağına sürtüyor ve tartışma yaşanıyor hamallardan ikisi uzakda diğer iki
merhabalar,
bir yakınım hafta sonu fazla mesai için işe gidiyor çalıştığı yer bir gıda deposu ve burada forklift operatörlüğü yapıyor. 4 tane taşeron hamal ile tır yüklüyorlar forklift ile geri geri giderken hamallardan birinin ayağına sürtüyor ve tartışma yaşanıyor hamallardan ikisi uzakda diğer ikisi forkliftdeki arkadaşıma saldırıyor ense boyun kafa kısımlarına vuruyor bu iki hamal kardes ve birisi denetimli serbestlik görmekte diğer iki hamal olayı fark edince yanlarına koşuyor ama bu 20sn lik arbedede forkliftci beyin kanaması geçiriyor ve hastanede vefaat ediyor. ayırmaya gelen 2 hamal serbest bırakılıyor diğer ikisi tutuklanıyor. nezarete giden bir yakinimiz hamalin, rahat bir şeklilde yürüdüğünü harhangi bir sakatlanmanin olmadigini gözlemliyor. isyerinde guvenlik kamerası mevcut ve görüntüler savcılığa veriliyor.
bu durumda bu ceza ne olarak görülmesi muhtemel taksirli cinayet mi? kasıtlı cinayet mi? nasıl bir yol izlemeliyiz hangi davaları açmamız gerekir? arkadaşımın bakmakla yükümlü olduğu iki küçük çocuğu vardı. hukiki olarak yapabileceklerimiz nelerdir?
bir yakınım hafta sonu fazla mesai için işe gidiyor çalıştığı yer bir gıda deposu ve burada forklift operatörlüğü yapıyor. 4 tane taşeron hamal ile tır yüklüyorlar forklift ile geri geri giderken hamallardan birinin ayağına sürtüyor ve tartışma yaşanıyor hamallardan ikisi uzakda diğer ikisi forkliftdeki arkadaşıma saldırıyor ense boyun kafa kısımlarına vuruyor bu iki hamal kardes ve birisi denetimli serbestlik görmekte diğer iki hamal olayı fark edince yanlarına koşuyor ama bu 20sn lik arbedede forkliftci beyin kanaması geçiriyor ve hastanede vefaat ediyor. ayırmaya gelen 2 hamal serbest bırakılıyor diğer ikisi tutuklanıyor. nezarete giden bir yakinimiz hamalin, rahat bir şeklilde yürüdüğünü harhangi bir sakatlanmanin olmadigini gözlemliyor. isyerinde guvenlik kamerası mevcut ve görüntüler savcılığa veriliyor.
bu durumda bu ceza ne olarak görülmesi muhtemel taksirli cinayet mi? kasıtlı cinayet mi? nasıl bir yol izlemeliyiz hangi davaları açmamız gerekir? arkadaşımın bakmakla yükümlü olduğu iki küçük çocuğu vardı. hukiki olarak yapabileceklerimiz nelerdir?
0
Oncelikle basiniz sagolsun. Iki kisi kafa kismina seri darbelerde bulunmuşsa kasten oldurme olmalidir ama yargitayin bazen kendini bile şaşırtan kararlari bulunabiliyor. Guvenlik kamerasi olmasi cok iyi. Avukatiniz vardir diye tahmin ediyorum. Bu sureci onunla yurutun.
Cocuklar icin destekten yoksun kalma tazminati istenicek, is yerine yeterli onlemleri almadigina dair sartlar uygunsa bi dava acilabilir. Yine isverene hayatini kaybeden yakininizin alacaklari icin dava acilabilir. Bunlar hep detayli konular avukatiniz size yardimci olucaktir. Tekrar basiniz sagolsun.
Cocuklar icin destekten yoksun kalma tazminati istenicek, is yerine yeterli onlemleri almadigina dair sartlar uygunsa bi dava acilabilir. Yine isverene hayatini kaybeden yakininizin alacaklari icin dava acilabilir. Bunlar hep detayli konular avukatiniz size yardimci olucaktir. Tekrar basiniz sagolsun.
0
doğru biliyorsam kasıt için motivasyon ve öldürmeye yönelik hareket arıyorlar. önceden husumet yoktuysa taksirle adam öldürmeye girer bu. 3-5 yıl belki yatar çıkarlar. malum hapishaneler muhalifleri doldurmak için lazım, toplum düzenini bozanlar için değil.
Allah rahmet eylesin, ne denilir.
Allah rahmet eylesin, ne denilir.
0
memlekette adalet kalmamis birini olumune sebeb olup 3 5 yilda cikilirmi ya
0
rizeligodard
Arkadaşlar merhaba. Üniversitede 6. yılım ve okula gitmiyorum .Sadece tez projem kaldı ve onu da verip mezun olacağım.Fakat fakültede hiç almadığım bir ders zorunlu olarak gözüküyor daha önce seçmeliydi. 238 akts var şu an ve tezle birlikte 240 akts tutuyor. Bu zorunlu dersi ne yapmam gerekiyor ? ba
Arkadaşlar merhaba. Üniversitede 6. yılım ve okula gitmiyorum .Sadece tez projem kaldı ve onu da verip mezun olacağım.Fakat fakültede hiç almadığım bir ders zorunlu olarak gözüküyor daha önce seçmeliydi. 238 akts var şu an ve tezle birlikte 240 akts tutuyor. Bu zorunlu dersi ne yapmam gerekiyor ? başıma belamı açtı yani nedir ne değildir?Beni biri aydınlatırsa çok sevinirim.teşekkürler.
0
bizde benzer bir şey olmuştu, arkadaş muadilini alıp geçtiğini göstermişti.
kesin bilgi, yayabiliriz ama 1) bu 10 sene öncesinin bilgisi, 2) okullar farklı olacağından işleyiş de farklı olabilir, 3) okullar farklı olmasa bile mevzuat değişmiş olabilir.
fakülte sekreterliğine bir sorun.
kesin bilgi, yayabiliriz ama 1) bu 10 sene öncesinin bilgisi, 2) okullar farklı olacağından işleyiş de farklı olabilir, 3) okullar farklı olmasa bile mevzuat değişmiş olabilir.
fakülte sekreterliğine bir sorun.
0
Öğrenciler okula girdiği yıldski müfredattan sorumludur. Sonraki değişimler öğrencinin alacağı dersleri etkilemez.
0
cek +1
sekreterlige gidip sildireceksin. benim bu sekilde bir dersi sildirmisligim var seneleeer once..son sene onume bir matematik dersi daha cikartmislardi.
sekreterlige gidip sildireceksin. benim bu sekilde bir dersi sildirmisligim var seneleeer once..son sene onume bir matematik dersi daha cikartmislardi.
0
pegi
Yılı ve sezonu önemli değil sadece samimi, komik bağ kurabileceğim bir dizi önerisi istiyorum. Ders calısıyorum çokça ve aralarda birer bölüm izleyip calısmaya keyif katmak niyetindeyim. İts always sunny in phili yi yarım bırakmıştım ona devam edebilirim, weeds ve everybody loves raymond aklımda. Si
Yılı ve sezonu önemli değil sadece samimi, komik bağ kurabileceğim bir dizi önerisi istiyorum. Ders calısıyorum çokça ve aralarda birer bölüm izleyip calısmaya keyif katmak niyetindeyim. İts always sunny in phili yi yarım bırakmıştım ona devam edebilirim, weeds ve everybody loves raymond aklımda. Sizin önerileriniz neler?
Friends, himym, sex and the city, seinfeld, scrubs office filan izlendi
Friends, himym, sex and the city, seinfeld, scrubs office filan izlendi
0
Brooklyn nine -nine
The Good place
Russian doll
Grace and Frankie
New girl
Cerezlik komedi dizileri bunlar geldi ilk aklima.
The Good place
Russian doll
Grace and Frankie
New girl
Cerezlik komedi dizileri bunlar geldi ilk aklima.
0
@hindistan cevizi Russian doll dısında izledim teşekkürler
Ama çerezlik değil de sağlam komediler arıyorum yani seyirlik değil ömürlük olsun asdfs
Ama çerezlik değil de sağlam komediler arıyorum yani seyirlik değil ömürlük olsun asdfs
0
O zaman The bing bang theory benim bebegim ama onu da izlemis olma ihtimalin cokk yüksek:) bu arada cevaplari takipteyim cunku 5. Kez bastan avrupa yakasi izliyorum. Yeni bi seyler bana da iyi olur :)
0
hep amarigan amarigan şeyler yazılmış, ingiliz olur mu bilemedim ama olursa kesinlikle black books diyorum. tam aradığın tarzda hem komik, hem samimi hem de karakterleriyle bağ kurabileceğin bir dizi. zaten 2-3 kişi etrafında dönüyor olay ama benim en çok güldüğüm karakter ne yazık ki çok az görünen, simon pegg'in canlandırdığı saykoydu.
0
coupling çerez niyetine iyi gidiyor. arada bir doz atıyorum, belki sizde de işe yarar.
0
Önerilerin hepsini izledim ne yazık ki :/
@der meister bayılırım zaten ingiliz komedisi sevdam bernard black ile tanısmamla basladı <3 en son fleabag izledim britiş o da güzeldi öneririm
@der meister bayılırım zaten ingiliz komedisi sevdam bernard black ile tanısmamla basladı <3 en son fleabag izledim britiş o da güzeldi öneririm
0
Peep Show. İngiliz dizisi. Henüz 3. sezondayım ama bu iki ucube beni acayip güldürüyor.
0
karakterlerle bag kurma isini bir yana birakip, madem ingiliz komedisi seviyorsunuz ben blackadder diyorum.
0
İkisi de birer sezon ama Sex Education ve Komminsky Method son zamanlarda izleyip sevdigim diziler oldu, biri ergenlerle ilgili, biri yaslilar. Episodes'u onerebilirim.
0
cagdas donem kuramcisi
Yön doğru. Türksat'ı görüyor ve Türksat'ın kapsamı dahilinde. Ama lnb diye bir dalga var, o 11300'den ötesini görmüyor ve Türksat 11748 istiyor. Bu yüzden de televizyonda üç beş kanal var, onlar da kimsenin izlemediği Kızgızistan TV filan gibi şeyler. Ne yapılır da yapılır, bilen var mı?Uydu alıcısı
Yön doğru. Türksat'ı görüyor ve Türksat'ın kapsamı dahilinde. Ama lnb diye bir dalga var, o 11300'den ötesini görmüyor ve Türksat 11748 istiyor. Bu yüzden de televizyonda üç beş kanal var, onlar da kimsenin izlemediği Kızgızistan TV filan gibi şeyler. Ne yapılır da yapılır, bilen var mı?
Uydu alıcısı Tiger f5000 diye bir şey, internette hiçbir bilgi yok hakkında. Memleket de gavuristan. Yeni alıcı mı almak lazım, ne yapmak lazım?
Uydu alıcısı Tiger f5000 diye bir şey, internette hiçbir bilgi yok hakkında. Memleket de gavuristan. Yeni alıcı mı almak lazım, ne yapmak lazım?
0
Marka model çok önemli değil, hemen hepsi birbirine benzer yazılımlar.
Uydu kurulumu vs kısımalrını kurcalayıp LNB frekans aralığını en düşük ile en yüksek arasını seç. Hatırlamıyorum ama 9750-12750 vs gibi bişeyler olmalı.
Eğer anten ayarından eminseniz, sinyal alabiliyorsanız kanal kurulumunu otomatik yapan bir frekans vardı. Türksata girip biraz bakının, onu girince otomatik diğer kanalları buluyor.
Eğer cihaz bunu desteklemiyorsa en kötü tek tek el ile izlediğiniz kanalları girmeniz lazım.
Uydu kurulumu vs kısımalrını kurcalayıp LNB frekans aralığını en düşük ile en yüksek arasını seç. Hatırlamıyorum ama 9750-12750 vs gibi bişeyler olmalı.
Eğer anten ayarından eminseniz, sinyal alabiliyorsanız kanal kurulumunu otomatik yapan bir frekans vardı. Türksata girip biraz bakının, onu girince otomatik diğer kanalları buluyor.
Eğer cihaz bunu desteklemiyorsa en kötü tek tek el ile izlediğiniz kanalları girmeniz lazım.
0
yok, yemedi. 12750 yok, en geniş bantta 10500 gibi bir şey yapıyor. 11748 yok. şaka gibi olan kısmı da tkgs var bu alette ama ı-ıh.
yenisini alacağız, şart oldu anlaşılan :/
yenisini alacağız, şart oldu anlaşılan :/
0
sacrilegious
Bir ekran görüntüsü var excel tablosu şeklinde, ancak atan öyle bir ss atmış ki ben bunu büyütmek istediğimde çözünürlük düşüyor ve yazıları rakamları okuyamıyorum. büyütmediğim halde de her şey karınca duası fontuyla yazılmış gibi yine okunmuyor. bir yolu var mıdır görebilmemin? fotoyu atan kişiye
Bir ekran görüntüsü var excel tablosu şeklinde, ancak atan öyle bir ss atmış ki ben bunu büyütmek istediğimde çözünürlük düşüyor ve yazıları rakamları okuyamıyorum. büyütmediğim halde de her şey karınca duası fontuyla yazılmış gibi yine okunmuyor. bir yolu var mıdır görebilmemin? fotoyu atan kişiye tekrar ulaşma imkanım yok ne yazık ki.
teşekkürler.
teşekkürler.
0
eğer jpg veya herhangi bir görüntü formatı şeklinde attıysa maalesef yazıları okuyabilmenin imkanı yok.
0
valla o kadar fazla efektif değil ama ps'te %10 %10 büyütünce bir anda (atıyorum) %100 büyütmeye oranla daha temiz bir görüntü oluyor. ha gene okunur olmazsa şaşırmam ama.
0
babilbaligi
var mı bildiğiniz? benim gözümün önüne geldi tarif ettiği tip. hem eğlenceli, hem şahane bir hikaye anlatımı. detaylar falan muazzam değil mi?bunun gibi şarkı var mı başka bildiğiniz?
var mı bildiğiniz?
benim gözümün önüne geldi tarif ettiği tip. hem eğlenceli, hem şahane bir hikaye anlatımı. detaylar falan muazzam değil mi?
bunun gibi şarkı var mı başka bildiğiniz?
benim gözümün önüne geldi tarif ettiği tip. hem eğlenceli, hem şahane bir hikaye anlatımı. detaylar falan muazzam değil mi?
bunun gibi şarkı var mı başka bildiğiniz?
0
i am guilty of being a dwarf
Belarusa falan gitmeyi düşünüyorum oralardan alsam daha mı uygun olur? bir de hattımı da ordan alıcam geldiğimde burdan kullanabilir miyim?
Belarusa falan gitmeyi düşünüyorum oralardan alsam daha mı uygun olur? bir de hattımı da ordan alıcam geldiğimde burdan kullanabilir miyim?
0
telefonu türkiyede kullanabilmek için 600 tl harç ödeyeceksin. onu da hesaba kat.
0
aynı durumdaydım. trden aldım. bir çok modelde bu kayıt parası falan derken fiyat farkı oluşmuyor zaten.
0
hattı kullanabilirsin.
root'layıp imei değiştirebileceğin bir alet al. türkiye'de şimdi kullandığın telefonun imei'sini gömçür ona, sonra şimdi kullandığın telefonu yak. iki farklı sinyal aynı imei'den gitmesin.
amerika'da 700 dolar olan bilgisayar burada 1000 dolardan fazla o ki, haysiyetli davranışa karşılık haysiyetli davranış lazım.
root'layıp imei değiştirebileceğin bir alet al. türkiye'de şimdi kullandığın telefonun imei'sini gömçür ona, sonra şimdi kullandığın telefonu yak. iki farklı sinyal aynı imei'den gitmesin.
amerika'da 700 dolar olan bilgisayar burada 1000 dolardan fazla o ki, haysiyetli davranışa karşılık haysiyetli davranış lazım.
0
silver apple
Ve seçimin iptal olmasına neden olan kişileri nereden atadılar ve kim bunları atadı?
Ve seçimin iptal olmasına neden olan kişileri nereden atadılar ve kim bunları atadı?
0
ilçe/il seçim kurulları ysk nın yasal prosedürünü uygulayarak insanlara görev emri çıkardı (ben katılmıyorum deme şansın yok hukuken cezası var) sonra da ysk kendi kanununu usülsüzlük saydı
0
il ve ilçe seçim kurulları atadı, şimdi "yasada bug var" diyorlar. klasik akp işte.
neden atadılar - "yeterli adam bulamadılar". ondan.
neden atadılar - "yeterli adam bulamadılar". ondan.
0
yasadışı mı? yasa dışı atama falan yok seçimlerde banka görevlileri görev alabiliyor. ilçe seçim kurulu soruyor resmi kurumlara görev alır mısın diye memurlardan yeterli sayı çıkmayınca bankalara soruluyor. madem o kadar riskliydi bir sürü memur var görev istemeyen görevlendirme çıkarıp görevlendirselerdi.
0
niteliksiz beyingucu
Merhaba, Bir arkadaşım yüksek lisans tezinin ingilizceye çevrilmesi için firma bakınıyor. Daha önce akademik çeviri yaptırmış olanlarımız ya da piyasayı bilenler varsa güvenilir bir firma önerebilirler mi?Tez konusu tarih-siyaset üzerine.Şimdiden teşekkürler.
Merhaba,
Bir arkadaşım yüksek lisans tezinin ingilizceye çevrilmesi için firma bakınıyor.
Daha önce akademik çeviri yaptırmış olanlarımız ya da piyasayı bilenler varsa güvenilir bir firma önerebilirler mi?
Tez konusu tarih-siyaset üzerine.
Şimdiden teşekkürler.
Bir arkadaşım yüksek lisans tezinin ingilizceye çevrilmesi için firma bakınıyor.
Daha önce akademik çeviri yaptırmış olanlarımız ya da piyasayı bilenler varsa güvenilir bir firma önerebilirler mi?
Tez konusu tarih-siyaset üzerine.
Şimdiden teşekkürler.
0
asaf
Daha önce kendini kayba uğratacak hiçbir süreç için tuşa basmayan birinden bahsediyoruz. Toplum mühendisliği yaparak her kaybını kazanca çeviren ve hep galip çıkan bir siyasi lider.Seçimin tekrarlanmasının kendi tabanı ve akl-ı selim seçmenleri de dahil olmak üzere muhalefette tepkisel bir karşılık
Daha önce kendini kayba uğratacak hiçbir süreç için tuşa basmayan birinden bahsediyoruz. Toplum mühendisliği yaparak her kaybını kazanca çeviren ve hep galip çıkan bir siyasi lider.
Seçimin tekrarlanmasının kendi tabanı ve akl-ı selim seçmenleri de dahil olmak üzere muhalefette tepkisel bir karşılık bulacağının farkında ve belki de 23 haziranda daha farklı kaybederse elinde daha büyük patlayabileceğinin de bilincinde. Üstelik 3 ay önce kimsenin tanımadığı bir adayı her defasında mağdur ederek daha da kahramanlaştırıyor.
17 yıldır hep bu tarz taktiklerle kazanmış biri neden kaybedip daha büyük zarara sebep olacak bir işe girişir ki? 23 haziranda daha büyük bir mağlubiyet alacağını bilerek yapıyor olamaz ki? Erdoğan'ın burdaki hesabı ne anlayan var mı?
Seçimin tekrarlanmasının kendi tabanı ve akl-ı selim seçmenleri de dahil olmak üzere muhalefette tepkisel bir karşılık bulacağının farkında ve belki de 23 haziranda daha farklı kaybederse elinde daha büyük patlayabileceğinin de bilincinde. Üstelik 3 ay önce kimsenin tanımadığı bir adayı her defasında mağdur ederek daha da kahramanlaştırıyor.
17 yıldır hep bu tarz taktiklerle kazanmış biri neden kaybedip daha büyük zarara sebep olacak bir işe girişir ki? 23 haziranda daha büyük bir mağlubiyet alacağını bilerek yapıyor olamaz ki? Erdoğan'ın burdaki hesabı ne anlayan var mı?
0
adam istanbul'u geri aldi bile iste, neyi konusuyoruz? 300 bin olu secmene oy kullandirirlar, olaganustu hal ilan edip secimleri ertelerler vs. ben bu saatten sonra birakacagina inanmiyorum. umidim yok mu? var. belki cidden oylece girip eko basgan %58'i falan cakacak, erdogan da tamam deyip gececek.
ama sanmiyorum. onumuzdeki bir ay rezil seyler doner. halk sindirilir. buyuk bir "olay" olur. secimler ya ertelenir ya da bir sekilde onemsizlestirilir falan.
secimin iptal edilmis olmasi tek basina korkunc. imamoglu kalkip da "aaa demokrasi yokmus tuh, neyse o zaman" deyip kenara cekilecek degil ama essiz bir durumla karsi karsiya oldugumuz da gercek. secimi iptal eden adam daha fazlasini da yapar.
ama sanmiyorum. onumuzdeki bir ay rezil seyler doner. halk sindirilir. buyuk bir "olay" olur. secimler ya ertelenir ya da bir sekilde onemsizlestirilir falan.
secimin iptal edilmis olmasi tek basina korkunc. imamoglu kalkip da "aaa demokrasi yokmus tuh, neyse o zaman" deyip kenara cekilecek degil ama essiz bir durumla karsi karsiya oldugumuz da gercek. secimi iptal eden adam daha fazlasini da yapar.
0
çünkü şu anda kaybetmiş durumda ve elinde kocaman bir sıfır var. sıfırı bir yapabilirim hesabıyla elindeki iki tane 7liyle rest çekti. gözünüzde büyütmeyin bu adamları, ya herro ya merro durumu başka bir şey değil.
0
Cok ilginctir, muhalefet hic umidinin olmadigi, "lan bu sefer olacak galiba" demedigi, gaza gelmedigi tek secim olan ibb'yi kazandi.
Diger secimlerde hep "bu son cikis kesin kazanmaliyiz" diyordu ve kaybediyordu. Sanirim bu duygu akparti secmenini butunlestiriyor.
Yine ayni havayi seziyorum, yok pegasus da el atmis, yok unluler soyle yazmis falan. Bunlar niyeyse ters tepiyor hep.
Bir onceki secimde ankara olursa mis deniyordu bi bakildi ki istanbul kazanilmis.
Isi meydan muharebesine dokunce sahadan erdogan galip ayriliyor.
Ha belki de bu sefer kendi eliyle kendi rakibini yaratti ve ona kaybedecek. Gorecegiz.
Diger secimlerde hep "bu son cikis kesin kazanmaliyiz" diyordu ve kaybediyordu. Sanirim bu duygu akparti secmenini butunlestiriyor.
Yine ayni havayi seziyorum, yok pegasus da el atmis, yok unluler soyle yazmis falan. Bunlar niyeyse ters tepiyor hep.
Bir onceki secimde ankara olursa mis deniyordu bi bakildi ki istanbul kazanilmis.
Isi meydan muharebesine dokunce sahadan erdogan galip ayriliyor.
Ha belki de bu sefer kendi eliyle kendi rakibini yaratti ve ona kaybedecek. Gorecegiz.
0
biz bunları kitaplarımızda hep yazdık.
referandumdan önce yazdık:
polseko.com
2018'de başkanlık seçimlerinde yazdık:
polseko.com
istanbul sürüncemede kalınca yazdık:
polseko.com
genel olarak yazdık:
polseko.com
referandumdan önce yazdık:
polseko.com
2018'de başkanlık seçimlerinde yazdık:
polseko.com
istanbul sürüncemede kalınca yazdık:
polseko.com
genel olarak yazdık:
polseko.com
0
eğer eldekiler kaybedilecekse saldırganlaşırsın. eğer kazanırsa hile yaptılar yeniledik kazandık diyecek. kaybederse tabandan gelen sesi dinledim der kabul eder hoppp kayyum atar. yapamaz diyen var mı?
0
Şu kibirli, %60 oy alacaaazz. Erdoğan bu sefer hata yaptı muhabbetleri yüzde yüz ters tepiyor. Sözlük ve Twitter da sanki akp cokuyormus gibi bir algı oluşuyor ama gezi zamanı da böyle sanmıştık sonuç hüsran oldu. Korkulacak seçmen bu mecraları kullanmıyor. Sosyal medyada yazılanlar gerçeği yansıtmaz. Burada kazandığını sanan, saçma sapan şeyler yazan insanlar da bence elde avuçta olandan yiyorlar.
0
önümüzdeki günlerde rte'nin planının tam ne olacağını daha net göreceğiz ama şuan görünen durumda imamoğlu'nun şimdiki gücü 31 mart seçimlerinden önceki gücünden çok daha fazla.
ama bu güç gerçekten bazılarının dediği gibi "imamoğlu %58'i çakacak" gibi mi değil mi burası çok iddialı bence çünkü sosyal medya kesinlikle bir veridir ama her şey değildir.
ekrem imamoğlunun yükselen ivmesinde pekala erdoğanın bilerek/bilmeyerek payı olduğunu düşünüyorum. çünkü özellikle istanbul ve ankarada adaylardan çok rte çıktı meydanlara ve asıl adaylar çok fazla etki yapamadı-ki iki büyükşehir adayları da akp açısından kariyeri olan ama kesinlikle bireysel hiçbir başarısı olmayan yanlış karar kılınmış adaylardı bence.(bilhassa özhaseki- kendi seçmenlerine kendisini dinlettirecek konuşma bile yapamıyordu bu eski bakan kişisi) ve tabiki buna sebep olan rte'nin bizzat kendisi. açık olarak bu gelinen durum bizatihi erdoğan'ın stratejik olarak başarısızlığı gibi gözüküyor. erdoğan'ın davutoğlu tercihi ve başarısız sonuçlanan seçimi sonucunda da hemen hemen aynı atmosfer vardı ama tekrarlanan seçimde akp en yüksek oylarından birisini almıştı. elbette o genel seçimdi bu yerel seçim ama bana kalırsa bu gelecek istanbul seçimi genel seçim havasında bir yerel seçim olacak. erdoğan geçmişteki gibi yanlıştan ciddi bir manevra yapıp durumu artıya geçirebilecek mi yoksa tam tersi mi olacak çok kısa zamanda buna dair ipuçları ortaya çıkacaktır.
ama bu güç gerçekten bazılarının dediği gibi "imamoğlu %58'i çakacak" gibi mi değil mi burası çok iddialı bence çünkü sosyal medya kesinlikle bir veridir ama her şey değildir.
ekrem imamoğlunun yükselen ivmesinde pekala erdoğanın bilerek/bilmeyerek payı olduğunu düşünüyorum. çünkü özellikle istanbul ve ankarada adaylardan çok rte çıktı meydanlara ve asıl adaylar çok fazla etki yapamadı-ki iki büyükşehir adayları da akp açısından kariyeri olan ama kesinlikle bireysel hiçbir başarısı olmayan yanlış karar kılınmış adaylardı bence.(bilhassa özhaseki- kendi seçmenlerine kendisini dinlettirecek konuşma bile yapamıyordu bu eski bakan kişisi) ve tabiki buna sebep olan rte'nin bizzat kendisi. açık olarak bu gelinen durum bizatihi erdoğan'ın stratejik olarak başarısızlığı gibi gözüküyor. erdoğan'ın davutoğlu tercihi ve başarısız sonuçlanan seçimi sonucunda da hemen hemen aynı atmosfer vardı ama tekrarlanan seçimde akp en yüksek oylarından birisini almıştı. elbette o genel seçimdi bu yerel seçim ama bana kalırsa bu gelecek istanbul seçimi genel seçim havasında bir yerel seçim olacak. erdoğan geçmişteki gibi yanlıştan ciddi bir manevra yapıp durumu artıya geçirebilecek mi yoksa tam tersi mi olacak çok kısa zamanda buna dair ipuçları ortaya çıkacaktır.
0
diffarentiationation
bu kadar yoğun olmasının, haber yapılmasının sebebi nedir? bizimkiler bile sürekli çocuk doğdu, evlendi diye haber yapıyor. bizim gibi saltanatı kaldırmış ülkeler yapmasın bari bunu, neyi kaçırıyorum? portekiz kralının haberini niye hiç duymuyoruz? günümüzde ne vasıfları var bunların?deli olacağım v
bu kadar yoğun olmasının, haber yapılmasının sebebi nedir? bizimkiler bile sürekli çocuk doğdu, evlendi diye haber yapıyor. bizim gibi saltanatı kaldırmış ülkeler yapmasın bari bunu, neyi kaçırıyorum? portekiz kralının haberini niye hiç duymuyoruz? günümüzde ne vasıfları var bunların?
deli olacağım valla.
deli olacağım valla.
0
magazin. ingiltere'de prens evlendi, londra sokak partileriyle yıkıldı. magazin, başka bir şey değil.
0
tithousand
Her şey 2 ay önce KBB uzmanına gitmemle başladı.Ses kısıklığımın reflüden kaynaklandığını söyleyip bana 2 kutu Pulcet 40mg yazdı. Bu ilaç yemeklerden 15 dk. önce sabah-akşam kullanılıyordu. 2-3 kez biten ilacı satın almaya devam ettim.Bir süre sonra boğazımda bir şey takılıymış hissi oluştu. Bunun i
Her şey 2 ay önce KBB uzmanına gitmemle başladı.
Ses kısıklığımın reflüden kaynaklandığını söyleyip bana 2 kutu Pulcet 40mg yazdı.
Bu ilaç yemeklerden 15 dk. önce sabah-akşam kullanılıyordu.
2-3 kez biten ilacı satın almaya devam ettim.
Bir süre sonra boğazımda bir şey takılıymış hissi oluştu.
Bunun için bir başka dahiliciye uzmanına gittim.
Rennie 80mg. çiğneme tableti, Rabelis 20mg. ve Simflat 40mg. verdi.
Bu ilaçların bir faydasından çok zararını gördüm.
Şöyleki, gün içinde yediklerim sürekli midemden ağzıma gelmeyle beraber doluluk hissi, öğürsem mecazen değil gerçekten çıkarmaya başlıyordum.
Tüm ilaçları kestim, özellikle dahiliye doktorunun yazdıklarını bırakmamla ağzıma gelme durumu da bitmeye yakın etki gösterdi.
Şimdi,
Gaz, şişkinlik, yemek borusunda doluluk hissi devam ediyor.
Reflü, ülser, gastrit falan, ne var bende?
Gastroenterologa gidip endoskopi mi yaptırsam?
Derdime bir çare...
Ses kısıklığımın reflüden kaynaklandığını söyleyip bana 2 kutu Pulcet 40mg yazdı.
Bu ilaç yemeklerden 15 dk. önce sabah-akşam kullanılıyordu.
2-3 kez biten ilacı satın almaya devam ettim.
Bir süre sonra boğazımda bir şey takılıymış hissi oluştu.
Bunun için bir başka dahiliciye uzmanına gittim.
Rennie 80mg. çiğneme tableti, Rabelis 20mg. ve Simflat 40mg. verdi.
Bu ilaçların bir faydasından çok zararını gördüm.
Şöyleki, gün içinde yediklerim sürekli midemden ağzıma gelmeyle beraber doluluk hissi, öğürsem mecazen değil gerçekten çıkarmaya başlıyordum.
Tüm ilaçları kestim, özellikle dahiliye doktorunun yazdıklarını bırakmamla ağzıma gelme durumu da bitmeye yakın etki gösterdi.
Şimdi,
Gaz, şişkinlik, yemek borusunda doluluk hissi devam ediyor.
Reflü, ülser, gastrit falan, ne var bende?
Gastroenterologa gidip endoskopi mi yaptırsam?
Derdime bir çare...
0
Reflü vs için genel cerrahiye gitmelisin endoskopi çekilip sonucuna bakıcaklardır ona göre tedavi olabilirsiniz...
0
reflü bahsettiğin tanıma uyuyor ve çok sıkıntı verici bir hastalık.
bu hastalığı keşfettikçe konforun artacak, ne kadar çabuk neler tetikliyor neler rahat olmanı sağlıyor, ne şekile nasıl beslenmelisin, neler yemelisin neler yememelisin, porsiyonları nasıl olmalı gibi şeyleri öğrenirsen o kadar rahat edersin.
bu hastalığı keşfettikçe konforun artacak, ne kadar çabuk neler tetikliyor neler rahat olmanı sağlıyor, ne şekile nasıl beslenmelisin, neler yemelisin neler yememelisin, porsiyonları nasıl olmalı gibi şeyleri öğrenirsen o kadar rahat edersin.
0
rennie / talcid varsa gastrit / reflü vardır. gerisini bilmiyorum da bu dayıyla yaşaması o kadar da zor değil.
midede yanma oldu mu rennie at bir tane, o keser birkaç saat.
geçmiş olsun.
midede yanma oldu mu rennie at bir tane, o keser birkaç saat.
geçmiş olsun.
0
Türkiye’de ve bulunduğum ülke’de genel cerrahi servisine yönlendirdiler defalarca... hatta bu mesajı elimde lansor ile yazıyorum mide ağrısı yüzünden:)
0
allah yazdiysa bozsun
Ysk'nin yeniden secim karari ve son donemde yasanan hukuk isgalleri isiginda; istanbul'da yasanan doga olaylarinin tanrinin gazabi olmasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?
Ysk'nin yeniden secim karari ve son donemde yasanan hukuk isgalleri isiginda; istanbul'da yasanan doga olaylarinin tanrinin gazabi olmasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?
0
o tanrıların gelmişini geçmişini seveyim o zaman. birinin pisliğini neden başkasına ödetiyorlar? o kadar mı haysiyetsiz ve ahlaksız bu tanrılar?
0
ırene adler
>> Baska bır ulkenın devlet arsıvıne gonderılecek resmı belgeler var. Bu belgeler arasında vukuatlı kayıt örnekleri var. Bu belgelerde tc kimlik silmek mi lazım ceviriye yollamadan önce? Belgelerde mesela annemin adı soyadı tcsi, annanemin adı soyadı tcsi filan var. Ne yapsak bilemedik? Tercüme büro
>> Baska bır ulkenın devlet arsıvıne gonderılecek resmı belgeler var. Bu belgeler arasında vukuatlı kayıt örnekleri var. Bu belgelerde tc kimlik silmek mi lazım ceviriye yollamadan önce? Belgelerde mesela annemin adı soyadı tcsi, annanemin adı soyadı tcsi filan var. Ne yapsak bilemedik? Tercüme bürosuna güvensek bile göndereceğimiz ülkenin arşivine pek güven yok. Bu işin oluru nedir? Kimlik bilgilerini çevirisi de lazım, vukuatlıya bakarak sağlama yapıyor olabilirler.
0
mantığım buradaki evrağın aynısını gönderilmesi gerektiğini söylüyor. sonuçta istenen belge belli ve onun üzerinden bir şeyi silmek doğru olmaz sanırım?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
İlk kez Budapeşte'de bulunacağım için nedir ne değildir bilmiyorum. Uçak sabah 11'de. Valiz de var tabii, check-in olacak. En geç kaçta orada olayım?Aslında bana kalsa en stressiz olan, akşamdan gidip havalimanında sabahlamak. Toplu taşıma geç saatlere kadar varsa öyle yapayım. Sabah, hostelden chec
İlk kez Budapeşte'de bulunacağım için nedir ne değildir bilmiyorum. Uçak sabah 11'de. Valiz de var tabii, check-in olacak. En geç kaçta orada olayım?
Aslında bana kalsa en stressiz olan, akşamdan gidip havalimanında sabahlamak. Toplu taşıma geç saatlere kadar varsa öyle yapayım.
Sabah, hostelden check-out yapmasıydı vs derken panik yaparım ben, yeterli vakit olmaz.
Aslında bana kalsa en stressiz olan, akşamdan gidip havalimanında sabahlamak. Toplu taşıma geç saatlere kadar varsa öyle yapayım.
Sabah, hostelden check-out yapmasıydı vs derken panik yaparım ben, yeterli vakit olmaz.
0
www.bud.hu
Uluslararasi ucuslarda 2 saat oncesinden havalimaninda olunmasi tavsiye ediliyor her yerde.
Uluslararasi ucuslarda 2 saat oncesinden havalimaninda olunmasi tavsiye ediliyor her yerde.
0
sabah erkenden kalktıktan sonra sorun yok.
deak'a çık. tren istasyonları da olur. son durağa git. kobanya kispest. oradan da 200e'ye atla. deak-kispest arası 20 dakika filandı, kispest-havaalanı da yarım saat. hadi ıvır zıvır olsun, bir saat de onunla bununla kaybettin diye hesapla gitsin.
deak'a çık. tren istasyonları da olur. son durağa git. kobanya kispest. oradan da 200e'ye atla. deak-kispest arası 20 dakika filandı, kispest-havaalanı da yarım saat. hadi ıvır zıvır olsun, bir saat de onunla bununla kaybettin diye hesapla gitsin.
0
tarihsel bulgular isiginda sevisen adam
Master başvurularında bölümlerin asgari gpa sınırları oluyor malum;2.4, 2.5, 2.8 gibi. Bu belirlenen ortalamanın altında kalıp bölüme kabul almak mümkün mü? Örneğin asgari sınır 2.5 iken, bizim ortalamamız 2.43? Yoksa sınırın altında zinhar kabul alamıyor muyuz?
Master başvurularında bölümlerin asgari gpa sınırları oluyor malum;2.4, 2.5, 2.8 gibi. Bu belirlenen ortalamanın altında kalıp bölüme kabul almak mümkün mü? Örneğin asgari sınır 2.5 iken, bizim ortalamamız 2.43? Yoksa sınırın altında zinhar kabul alamıyor muyuz?
0
eger hocayla onceden anlasip kesinlestirirsen nasil olur bilmiyorum, diger arkadaslar belki bilir.
ama direkt sistemden basvurmaya calistiginda sinirin altindaysan, basvurunu bitiremiyorsun.
her okulun kendine gore siniri var.
ama direkt sistemden basvurmaya calistiginda sinirin altindaysan, basvurunu bitiremiyorsun.
her okulun kendine gore siniri var.
0
başvuru koşullarında yazmıyorsa başvurabilirsin. ben 2.50'le yükseğe başvurdum, not ortalamama bakmadılar bile. yüksekten mezun oldum, şimdi doktoraya başvuruyorum :)
ekleme: hocayla önceden tanışıp konuşman ve hedeflerini belirtmen lazım. kısacası hocayı kafalayacaksın. mulakatta ise hocan mulakkata olmasa bile hocalara "şu şu isimli öğrenci benim öğrencim" dediği vakit otomatik olarak kabul alırsın.
ekleme: hocayla önceden tanışıp konuşman ve hedeflerini belirtmen lazım. kısacası hocayı kafalayacaksın. mulakatta ise hocan mulakkata olmasa bile hocalara "şu şu isimli öğrenci benim öğrencim" dediği vakit otomatik olarak kabul alırsın.
0
jedilance +1. bölüm sınır koymuşsa altında kalanları direkt eliyor (normalde). hoca kafalamalık filan bir durum olmuyor. ben olsam bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu deyip bölüme dava açardım öylesi bir durumda, kimse de davayla mavayla uğraşmak istemez sanırım.
0
yurtdisinda tezli master'da GPA tutmuyorsa bile beraber calisacagin prof seni alir iceri, ben bu arkadasla calismak istiyorum derse I$ biter. tezli master icin en onemlisi kafana yatkin bir prof ile anlasmak, gerisi kolay.
0
başvuru zamanından hatırladığım kadarıyla ingilterede iyi üniversiteler bile başvurabilirsin demişlerdi. motivation letter veya background un uygunsa öne geçebilirsin. ama onca belge göndermeden önce bölüm sekreterliğinden bi onay al mail ile. tabi online başvuru ise başvur gitsin.
ama itüye başvururken 2.46 ile başvuramamıştım, 2.5 idi koşul. son dönem notları da açıklandığında üstüne çıktım ama başvurduğum vakit son dönem işlenmemişti.
ama itüye başvururken 2.46 ile başvuramamıştım, 2.5 idi koşul. son dönem notları da açıklandığında üstüne çıktım ama başvurduğum vakit son dönem işlenmemişti.
0
cagdas donem kuramcisi
Abilerim ablalarım, kafayı yedim.Tweepy'ı indirdim. Twitter API da tamam. Visual Studio Community'de nette bulduğum kodları denedim, yemedi. Python IDLE'a geçtim, gene yemedi. Tamam daha bismillah iki gündür pitona adam gibi bakıyorum da kafayı yedim. Allah rızası için elinde çalışan kodu olan varsa
Abilerim ablalarım, kafayı yedim.
Tweepy'ı indirdim. Twitter API da tamam. Visual Studio Community'de nette bulduğum kodları denedim, yemedi. Python IDLE'a geçtim, gene yemedi. Tamam daha bismillah iki gündür pitona adam gibi bakıyorum da kafayı yedim. Allah rızası için elinde çalışan kodu olan varsa üstüme biraz atar mı? La okur-yazar olayım dedim, okuyorum tamam ama yazamıyorum ve deliriyorum. Dua ederim la, valla bak. Dilerseniz biraz piton öğrenince sizin üşendiğiniz kolay şeyleri de yaparım. O kadar boktan haldeyim.
Tweepy'ı indirdim. Twitter API da tamam. Visual Studio Community'de nette bulduğum kodları denedim, yemedi. Python IDLE'a geçtim, gene yemedi. Tamam daha bismillah iki gündür pitona adam gibi bakıyorum da kafayı yedim. Allah rızası için elinde çalışan kodu olan varsa üstüme biraz atar mı? La okur-yazar olayım dedim, okuyorum tamam ama yazamıyorum ve deliriyorum. Dua ederim la, valla bak. Dilerseniz biraz piton öğrenince sizin üşendiğiniz kolay şeyleri de yaparım. O kadar boktan haldeyim.
0
Belki baskasina da lazim olur diye suraya birakiyorum. Ben bunu kullanmistim modifiye ederek, calisti: gist.github.com
0
Bu arada tweepy dedigin icin bunu yolladim ama bu belli bir zamandan itibaren atilan tweetleri cekiyor. 1 haftadan eski tweetlere Twitter API ulasmana izin vermiyor. Su linktekiyle eski tweetleri almak mumkun: github.com
0
evrim halkası, abi eyvallah. bir de buna bakam, bir de bu çalışmasın da kafayı yiyem artık. kod okurluğum nokta kadar, okuduğum kadarıyla çalışması lazım ama yok, yemiyor. bu yerse harbiden duacın olacağım.
şu eski tivitler olayı da çok iyi oldu valla. "bizim siyasiler tivitırda en çok neler demiş" diye bakacağım, tam da ihtiyacım olan şey. çok çok teşekkür ederim :)
şu eski tivitler olayı da çok iyi oldu valla. "bizim siyasiler tivitırda en çok neler demiş" diye bakacağım, tam da ihtiyacım olan şey. çok çok teşekkür ederim :)
0
six packsiz
Selamlar,Geçen hafta yemek yerken dişimi kırdım. Aynı gün geçici dolgu yaptırdım.Bugün dişçi dolguyu yaptı. Sonrasında kırık biraz derinmiş buna kaplama yapmamız gerek dedi bir randevu tarihi verdi.O an aklıma gelmedi ama kaplama dediğimiz olay dişi küçültüp üzerine şapka gibi bir şey yapıştırmak de
Selamlar,
Geçen hafta yemek yerken dişimi kırdım. Aynı gün geçici dolgu yaptırdım.
Bugün dişçi dolguyu yaptı. Sonrasında kırık biraz derinmiş buna kaplama yapmamız gerek dedi bir randevu tarihi verdi.
O an aklıma gelmedi ama kaplama dediğimiz olay dişi küçültüp üzerine şapka gibi bir şey yapıştırmak değil mi? Yani dolguyu yaptıktan sonra bir de kaplama yaparsa dolgunun bir anlamı kalır mı?
Dolgu ücreti 150 TL verdim bir de kaplama 250 verirsem o dolgu çöp olacak diye düşünüyorum. Burada bir kazıklanma var mı?
Geçen hafta yemek yerken dişimi kırdım. Aynı gün geçici dolgu yaptırdım.
Bugün dişçi dolguyu yaptı. Sonrasında kırık biraz derinmiş buna kaplama yapmamız gerek dedi bir randevu tarihi verdi.
O an aklıma gelmedi ama kaplama dediğimiz olay dişi küçültüp üzerine şapka gibi bir şey yapıştırmak değil mi? Yani dolguyu yaptıktan sonra bir de kaplama yaparsa dolgunun bir anlamı kalır mı?
Dolgu ücreti 150 TL verdim bir de kaplama 250 verirsem o dolgu çöp olacak diye düşünüyorum. Burada bir kazıklanma var mı?
0
fiyatta yorum yapamam ama dolgunun üstüne kaplama normal bir şey. herhangi bir zararı yok, normal prosedür. zaten direkt kaplamaya gitse bile önce dolguyla dişi şekillendirmesi gerekecekti.
0
kaplama yaptirma. cektir, yeni implant yapsinlar. kaplama, buyuk sorunlara gebe sonrasinda. arasinda bir seyler kacma olasiligi buyuk kaplamanin. hele kopru gibi bir ise sakin girme. saglikli iki disinden de olma.
0
@diskbudur köprü yok hocam. Dişi küçültüp üzerine şapka gibi bişi yapıştırcakmış.
0
öncelikle soruna cevap, çürük temizlendikten sonra kaplama olacaksa da olmayacaksa da dolgu yapılır. onun üzerine kaplama yapılır. çürük temizlendikten sonra dolgu yapılmadan kaplama yapılmaz.
ücretlendirme konusu tamamen hekimle senin aranda. herkesin tarifesi başka. bence, kaplama yapılacaksa dolgu ücreti yansıtılmaz, dolgudan kısa süre sonra kaplama yapılacaksa da fark verilir.
kazıklanma yok, şimdiye kadar.
gün geçmiyor ki biri daha yanlış bilgi vermesin...
düzgün kaplama büyük soruna falan gebe değil.
cahillik çok şeye gebe.
ücretlendirme konusu tamamen hekimle senin aranda. herkesin tarifesi başka. bence, kaplama yapılacaksa dolgu ücreti yansıtılmaz, dolgudan kısa süre sonra kaplama yapılacaksa da fark verilir.
kazıklanma yok, şimdiye kadar.
gün geçmiyor ki biri daha yanlış bilgi vermesin...
düzgün kaplama büyük soruna falan gebe değil.
cahillik çok şeye gebe.
0
@regina post dolgu dediğin geçici dolgu tarzı bir şeyse ondan yapmadı. Normal kompozit dolgu yaptı. Yaparken kaplama yapmamız gerekecek dedi. Yaptı dolguyu yolladı.
0
Sağlamsa eğer, kendi ana dişini götürdüğü yere kadar kullan. Her sıkıştığında diş çektireceksen ağzında diş kalmaz. Ve implant baya pahalı bir işlemdir.
0
post dediğim mesela dişin ortası gitmiş dolgun kırılmış vs dişin varmış gibi dolgu yapıp sonra o dolguyu yanlardan kazıyıp tepesine kaplama yapıyor.
0
@opethian hocam burada bir diş çektirme olayı yok. Kaplama sadece diş zarar görmesin diye yapılıyor.
0
devilred
Alıp da hem malzeme kalitesinden hem de parça kalitesinden memnun olduğunuz yapboz markaları nelerdir? Anatolian marka yapboz çok yaptım, parçaların birden çok yere uyabilirliği ve üzerinin parçadan ayrılması beni deli etti. Böyle olmayan markalar arıyorum. Educa düşünüyorum ama belki başkaları da v
Alıp da hem malzeme kalitesinden hem de parça kalitesinden memnun olduğunuz yapboz markaları nelerdir? Anatolian marka yapboz çok yaptım, parçaların birden çok yere uyabilirliği ve üzerinin parçadan ayrılması beni deli etti. Böyle olmayan markalar arıyorum. Educa düşünüyorum ama belki başkaları da vardır memnun olduğunuz.
0
denklemci
Selam romalılar şimdi kurumda bir arkadaş var askerlik anıları anlatılırken o her seferinde gittim vakıfbanka verdim selamı aldım çıktım teskeriyi keh keh keh diye anlatır durur tüm askerlik anısı geyiği döndüğü zaman hep aynı şeyi anlatır. ama maşallah bu kişi şehitler üzerinden goy goy yapmayıda h
Selam romalılar şimdi kurumda bir arkadaş var askerlik anıları anlatılırken o her seferinde gittim vakıfbanka verdim selamı aldım çıktım teskeriyi keh keh keh diye anlatır durur tüm askerlik anısı geyiği döndüğü zaman hep aynı şeyi anlatır. ama maşallah bu kişi şehitler üzerinden goy goy yapmayıda hiç ihmal etmiyor. işte bayrak vatan millet diye yahu bu sizce de çok büyük iki yüzlülük değil mi? yani tamam bedelli yaptın devlet tanıdı bu hakkı iyi güzel kullan kimseye lafım yok olamazda ama şehitler üzerinden bir de millete laf söz söylemesi bana çok iki yüzlü geliyor yani bazen lan madem öyle ne diye bedelli yaptın s... git askere şehit ol diyesim geliyor. her seferinde bu gidişle bir gün diyeceğim gidişat onu gösteriyor.
siz ne düşünüyorsunuz haklı mıyım sizce yoksa kes sesini kıçını otur mu dersiniz. :D
siz ne düşünüyorsunuz haklı mıyım sizce yoksa kes sesini kıçını otur mu dersiniz. :D
0
haksızsın bence ama o şekilde de söylemem.
askerlik yapıp yapmamak insanın tercihine bırakılmalı bence. para ile alakalı da olmamalı.
askere zorla giden de birilerinin yüzünden ölmemeli. askere gitmeyen de birinin ölmesine karşı çıkınca kimse garipsememeli.
askerlik yapıp yapmamak insanın tercihine bırakılmalı bence. para ile alakalı da olmamalı.
askere zorla giden de birilerinin yüzünden ölmemeli. askere gitmeyen de birinin ölmesine karşı çıkınca kimse garipsememeli.
0
valla bu ulkede askere gidip uzun donem annesinin evinde kalan uzerine maas alan da var. o yuzden bence insanlari yargilamayalim. sehit uzerinden prim yapanlara laf edin bence.
0
ben bunun bir değişik halini dedim. bana "askerliği ne zaman yapacan" diye soran herife "sen senin çocukları gönderecek misin askere" diye sordum, "ben öksüz müyüm yetim miyim pezevenk" dedim "ama ölüm bıdı bıdı" dediğinde.
söyle suratına gitsin. bu ne kan. başkası ya ölen, herkes kahraman anasını satayım. şerefsizler. bahçeli gibi, erdoğan gibi işte. gerekirse şehit oluyorlar ama hiç gerek olmuyor.
hasılı, söyle. ben olsam söylerdim.
söyle suratına gitsin. bu ne kan. başkası ya ölen, herkes kahraman anasını satayım. şerefsizler. bahçeli gibi, erdoğan gibi işte. gerekirse şehit oluyorlar ama hiç gerek olmuyor.
hasılı, söyle. ben olsam söylerdim.
0
Sana ver adamin azinin payini ya da he he de otur oturdugun yerde demiyorum ama dusuncende haklisin. Ben olsam soylerim sahsen.
0
Yine yardirdigi bi gun "haklisin valla, kimisi parayi bastirip yapiyor, kimi de boyle dagda ovada savasip duruyor. Yazik" de.
0
bonisnocetquimalisparcit
selamlar. akord ederken gitarın teli çat diye koptu. garanti kapsamında mıdır? gitarın garantisi devam ediyor
selamlar. akord ederken gitarın teli çat diye koptu. garanti kapsamında mıdır? gitarın garantisi devam ediyor
0
yok. tel dediğin 30 liralık bir şey, 3 ayda değiştirmezsen 5 ayda değiştireceksin zaten.
dahası, kopan ya mi, ya sol telidir herhal. bu ikisi kopmaya çok meyyal (en azından Yamaha f310'da). "hacı tel koptu" desen yüzüne bön bön bakarlar. baktırmaya değmez :)
dahası, kopan ya mi, ya sol telidir herhal. bu ikisi kopmaya çok meyyal (en azından Yamaha f310'da). "hacı tel koptu" desen yüzüne bön bön bakarlar. baktırmaya değmez :)
0
evet hocam sol teli gitti. güzel bi tel tavsiyeniz varsa alırım. cevapkar için de teşekkürler bu arada
0
isvicre rakisi
şimdi varsayımsal olarak sorular soruyorum kursam neler yapmam gerekir onu az çok planlamaya çalışıyorumdiyelim ki bir yurtdışı eğitim danışmanlık şirketi kurduk ama resmi olarak kaydını yaptırmadık çünkü aslında yurtdışından yönettiğimiz için türkiye içinde kaydettirmedik bu noktada müşteri açısınd
şimdi varsayımsal olarak sorular soruyorum kursam neler yapmam gerekir onu az çok planlamaya çalışıyorum
diyelim ki bir yurtdışı eğitim danışmanlık şirketi kurduk ama resmi olarak kaydını yaptırmadık çünkü aslında yurtdışından yönettiğimiz için türkiye içinde kaydettirmedik bu noktada müşteri açısından bakınca güven problemi çıkar elbette yasal olarak böyle bir iş yapıp peki freelance gibi okutarak hiç kayıt yapmadan yapmak mümkün olur mu? güven işini bir şekilde hallettiğimizi varsaysak?
diyelim ki bir yurtdışı eğitim danışmanlık şirketi kurduk ama resmi olarak kaydını yaptırmadık çünkü aslında yurtdışından yönettiğimiz için türkiye içinde kaydettirmedik bu noktada müşteri açısından bakınca güven problemi çıkar elbette yasal olarak böyle bir iş yapıp peki freelance gibi okutarak hiç kayıt yapmadan yapmak mümkün olur mu? güven işini bir şekilde hallettiğimizi varsaysak?
0
müşteriyi bulabilirsen ve piyasa şartlarına göre biraz daha ucuz olursan (güveni bir şekilde hallettiğini varsayıyorum) neden olmasın, eğer sürece hakimsen ve bunu karşı tarafa ispatladıysan yapabilirsin. Gelen para hesaba kişisel havaleli ve faturasız olur. Çok yüksek miktarlar olmadığı sürece bu sorun olmaz.
0
daha türkçe cümle kurmayı beceremiyorsun. bırak, kurma şirket filan. bir yanlışlık yapıp danışana yazık.
0
önce müşteriyi bulun gerisi gelir. kayıtsız da yapabilirsiniz daha sonra yakalandığınızda gelecek vergi cezasını göz önüne alırsanız elbette.
o yüzden kayıt dışı iş yapmayı önermiyorum.
o yüzden kayıt dışı iş yapmayı önermiyorum.
0
teşekkür ettim facebook ve ozdek
@cagdas donem kuramcisi nasıl bir mutsuz yalnız insansan artık bilemiyorum. cümle kuramadığım kanısına varmışsın bir de nefret kusuyorsun alt tarafı gecenin bir yarısı yazdığım bir sorudan dolayı. sana iyi eğlenceler. uzaklardan insanların önemsemeden yazdığı şeyleri de değerlendirmek çok basit değil mi eğitim seviyeleri nedir neler yapıyordur bu insanlar diye merak etmeden
@cagdas donem kuramcisi nasıl bir mutsuz yalnız insansan artık bilemiyorum. cümle kuramadığım kanısına varmışsın bir de nefret kusuyorsun alt tarafı gecenin bir yarısı yazdığım bir sorudan dolayı. sana iyi eğlenceler. uzaklardan insanların önemsemeden yazdığı şeyleri de değerlendirmek çok basit değil mi eğitim seviyeleri nedir neler yapıyordur bu insanlar diye merak etmeden
0
ya ben lan neyse
fıkıhta mesela...
fıkıhta mesela...
0
Fıkıh ve hadis çok farklı alanlar, fıkıh önce ayete ardından Hadise ardından hz.muhammed s.a.v hayatına dayanır. Hadis peygamber efendimiz'in söylediği sözlerdir ve kaynağı bir sahabidir ve Kendi arasında güvenilir az güvenilir diye ayrılır. Sünni'ler kutubi sitte adı verilen kıtaplara itibar ederler. Fıkıh açısından Osmanlı uleması çığır açmış en son Mecelle taclanmistir.
0
yok. ayete ters düşen hadisler de olur, ondan özellikle hadisçiler en sağlam kıvıranlar oluyorlar.
0
hocalarım mesela her bir hadis için ayrı ayrı "şu hadis şu ayete dayanmaktadır." deniliyor mu? bunları yazan bir kitap, alim vs var mı?
0
Hadiste incelenen ravilik sistemi. yani rivayet edenler takip edile edile ilk Hz. Muhammed'ten duyana ulaşılıyor mu? Buna bakılıyor. Güven araştırması gibi yani.
Hadis kurana ters düşüyorsa inkar edilir. Kurana tam iman vardır çünkü ama hadis araştırılır.
Dediğini duymadım ben. Hadisi ayete dayandırma meselesini yani. ikisi de farklı disiplinler. Biri tefsir biri hadis. Hadis kurana ters düşüyorsa inkar edilir ancak birbirinden bağımsız da olabilir tabii özellikle günlük yaşamla ilgili konularda böyle çok vardır diye tahmin ediyorum. Ama bu konunun hakimi değilim, daha iyi bilenler cevaplar umarım.
Hadis kurana ters düşüyorsa inkar edilir. Kurana tam iman vardır çünkü ama hadis araştırılır.
Dediğini duymadım ben. Hadisi ayete dayandırma meselesini yani. ikisi de farklı disiplinler. Biri tefsir biri hadis. Hadis kurana ters düşüyorsa inkar edilir ancak birbirinden bağımsız da olabilir tabii özellikle günlük yaşamla ilgili konularda böyle çok vardır diye tahmin ediyorum. Ama bu konunun hakimi değilim, daha iyi bilenler cevaplar umarım.
0
@Benaslındayohum
Burada açıklanan farklı bir şey sanki. Selefi düşünce ile mecazi kavram kıyası yapmışlar.
Burada açıklanan farklı bir şey sanki. Selefi düşünce ile mecazi kavram kıyası yapmışlar.
0
Hadis-i şerif demek hz. Muhammedin sözü demek. Hz. Muhammed ise el-emin demek, yani şakasında bile yalan olmayan insan demek. Dolayısıyla bir peygamber olarak hz. Muhammedin sözlerinin Allah'ın sözlerine hiçbir şekilde ters düşmemesi yani Kur'an'ın dışına çıkmaması gerekir. Hadisin sahihliği Kur'an'da yerinin/karşılığının olup olmamasıyla belirlenir.
0
Hadisler, ayetlerin açıklanmasıdır. Hatta ayet olarak görülürler. Ne de olsa Kur'an-ı Kerim de de peygamber efendimize uyulmasına yönelik ayet vardır. (hadis ve sünnet beğenmeyen reformist ve sadece kitaba bağlı olan çok ilerici bazı kafalar bunu nedense görmezler)
Fıkıh ilmi kitap, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha dan meydana gelir. Bunlara edille i şeriyye denir. İslam hukukunun temel kaynaklarıdırlar.
Yine istersen fıkıh usulü ve hadis usulü ilimleri hakkında da bir araştırma yapabilirsin.
Fıkıh ilmi kitap, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha dan meydana gelir. Bunlara edille i şeriyye denir. İslam hukukunun temel kaynaklarıdırlar.
Yine istersen fıkıh usulü ve hadis usulü ilimleri hakkında da bir araştırma yapabilirsin.
0
@Yaren
"Hadisin sahihliği Kur'an'da yerinin/karşılığının olup olmamasıyla belirlenir."
Bu bilgi yanlış yaren. Hadis ilmini ve metadolojisini araştırıp görebilirsin. Kurana aykırı ise baştan elenir ancak diğerleri için de ayrı bir araştırma var. O büyük hadis kitapları yazılırken de var o araştırma çünkü hadisler yaklaşık baya bir yıl sonra yazıya geçirilmeye başlanıyor. Araya başka sözler karışsın istenmez elbette.
"Hadisin sahihliği Kur'an'da yerinin/karşılığının olup olmamasıyla belirlenir."
Bu bilgi yanlış yaren. Hadis ilmini ve metadolojisini araştırıp görebilirsin. Kurana aykırı ise baştan elenir ancak diğerleri için de ayrı bir araştırma var. O büyük hadis kitapları yazılırken de var o araştırma çünkü hadisler yaklaşık baya bir yıl sonra yazıya geçirilmeye başlanıyor. Araya başka sözler karışsın istenmez elbette.
0
Yaklaşık 200 yazacaktim ama emin olamayıp sildim. Arada baya bir zaman var ama ondan eminim.
0
Tabii ki hayır. Kertenkele öldürmenin sevap olduğu şeklinde bir hadis var, herhangi bir yere dayandığını sanmıyorum.
0
@kendi kendine
İşte uydurma hadis diye bi kavram var ki Kuran'a apaçık ters olanları BİLE var. Uydurulmuş 1 milyon civarında hadis!!! olduğunu söylüyordu Yaşar Nuri. Halbuki yukarıda anlattığım gibi gerçek hadis Kuran'a ters düşemez. İmkanı yoktur. Ha, mantık örgüsünü hemen anlayamadığımız veya düşünmeye üşendiğimiz cümleler olabilir, Kuran'da olduğu gibi. Onların mantık silsilesi çözülüp Kuran'a ters düşmedikçe elbette sahih denir. Ama mantığı çözüldükten sonra Kuran'a ters düşüyorsa o hadisler sahihtir denemez. Bu da araştırma ve üzerinde ciddi düşünme gerektirir. Yani sözü söylensiği anki algımız yetmeyebilir demek istiyorum.
İşte uydurma hadis diye bi kavram var ki Kuran'a apaçık ters olanları BİLE var. Uydurulmuş 1 milyon civarında hadis!!! olduğunu söylüyordu Yaşar Nuri. Halbuki yukarıda anlattığım gibi gerçek hadis Kuran'a ters düşemez. İmkanı yoktur. Ha, mantık örgüsünü hemen anlayamadığımız veya düşünmeye üşendiğimiz cümleler olabilir, Kuran'da olduğu gibi. Onların mantık silsilesi çözülüp Kuran'a ters düşmedikçe elbette sahih denir. Ama mantığı çözüldükten sonra Kuran'a ters düşüyorsa o hadisler sahihtir denemez. Bu da araştırma ve üzerinde ciddi düşünme gerektirir. Yani sözü söylensiği anki algımız yetmeyebilir demek istiyorum.
0
@Yaren
"Kurana aykırı ise baştan elenir ancak diğerleri için de ayrı bir araştırma var"
Farklı şeyden bahsediyorsun. Kurana aykırı olamayacağını ben de söyledim zaten.
"Kuran'a ters düşmedikçe elbette sahih denir."
İşte bu yanlış. Bu ilmin metodolojisi var. Ters düşmüyorsa dahi araştırılıp tüm ravilere ulaşıldı ise ancak kabul edilir. Uzun ve meşakkatli bir iş yani.
"Kurana aykırı ise baştan elenir ancak diğerleri için de ayrı bir araştırma var"
Farklı şeyden bahsediyorsun. Kurana aykırı olamayacağını ben de söyledim zaten.
"Kuran'a ters düşmedikçe elbette sahih denir."
İşte bu yanlış. Bu ilmin metodolojisi var. Ters düşmüyorsa dahi araştırılıp tüm ravilere ulaşıldı ise ancak kabul edilir. Uzun ve meşakkatli bir iş yani.
0
doruks
Merhabalar,Fotoğraf arşivimi organize edebileceğim en uygun yazılım veya web hizmeti önerebilirmisiniz(ücretli olabilir).Arşiv oldukça büyük.Lokasyon, tarih bilgilerine göre filtreleme/sorgulama yapabileceğim bir ortam istiyorum.Ayrıca header bilgilerini okuyarak fotoğrafları çekildiği makine bilgis
Merhabalar,
Fotoğraf arşivimi organize edebileceğim en uygun yazılım veya web hizmeti önerebilirmisiniz(ücretli olabilir).
Arşiv oldukça büyük.
Lokasyon, tarih bilgilerine göre filtreleme/sorgulama yapabileceğim bir ortam istiyorum.
Ayrıca header bilgilerini okuyarak fotoğrafları çekildiği makine bilgisine(iphone, fotoğraf makinesi,.. gibi) göre de filtreleyebilmeliyim.
Fotoğraf arşivimi organize edebileceğim en uygun yazılım veya web hizmeti önerebilirmisiniz(ücretli olabilir).
Arşiv oldukça büyük.
Lokasyon, tarih bilgilerine göre filtreleme/sorgulama yapabileceğim bir ortam istiyorum.
Ayrıca header bilgilerini okuyarak fotoğrafları çekildiği makine bilgisine(iphone, fotoğraf makinesi,.. gibi) göre de filtreleyebilmeliyim.
0
ben lightroom kullanıyorum arşiv için. denilenlerin hepsini yapıyor.
0
docrivers
balyoz ergenekon fetö mehmet baransu o döneme tamamen ama tamamen gerçek ve tarafsız bilgilerle hakim olmak için önerebileceğiniz kitaplar var mı ? orgeneral ibrahim fırtına bilgin balanlı vs bu insanlara ne oldu gerçekten en ince ayrıntısıyla öğrenmek istiyorum
balyoz ergenekon fetö mehmet baransu o döneme tamamen ama tamamen gerçek ve tarafsız bilgilerle hakim olmak için önerebileceğiniz kitaplar var mı ? orgeneral ibrahim fırtına bilgin balanlı vs bu insanlara ne oldu gerçekten en ince ayrıntısıyla öğrenmek istiyorum
0
atatürk'e gideceksin, 2006 kasım - 2015 mart arasındaki hürriyet, sabah, cumhuriyet ve yeni şafak gazetelerini alacaksın, haberleri her birinden tek tek okuyup not edecek, sonra "gerçeği" "tarafsız" bir şekilde bulacaksın.
zira böyle bir kitap yok. hele "en ince ayrıntısıyla" 10 seneyi anlatacak bir kitap hiç yok. sen yaparsan olur.
zira böyle bir kitap yok. hele "en ince ayrıntısıyla" 10 seneyi anlatacak bir kitap hiç yok. sen yaparsan olur.
0
rakunzelll
Selamlar.Nil Nehri ile alakalı bir metin okuyorum ancak şunu anlamadım, çevirebilirseniz çok sevinirim:"Mysterious is thy issuing forth from the darkness, on this day whereon it is celebrated!"Cümleninn daha anlaşılır olması için başındaki kısmıyla beraber yazarsam da şu şekilde: ""Hail to thee, O N
Selamlar.
Nil Nehri ile alakalı bir metin okuyorum ancak şunu anlamadım, çevirebilirseniz çok sevinirim:
"Mysterious is thy issuing forth from the darkness, on this day whereon it is celebrated!"
Cümleninn daha anlaşılır olması için başındaki kısmıyla beraber yazarsam da şu şekilde: ""Hail to thee, O Nile! Who manifests thyself over this land, and comes to give life to Egypt! Mysterious is thy issuing forth from the darkness, on this day whereon it is celebrated!"
Şimdiden teşekkür ederim.
Nil Nehri ile alakalı bir metin okuyorum ancak şunu anlamadım, çevirebilirseniz çok sevinirim:
"Mysterious is thy issuing forth from the darkness, on this day whereon it is celebrated!"
Cümleninn daha anlaşılır olması için başındaki kısmıyla beraber yazarsam da şu şekilde: ""Hail to thee, O Nile! Who manifests thyself over this land, and comes to give life to Egypt! Mysterious is thy issuing forth from the darkness, on this day whereon it is celebrated!"
Şimdiden teşekkür ederim.
0
"kutlandığı bu günde karanlığın içinden çıkıp gelişi çok gizemli" gibi denebilir sanırım. ama kutlanan bişey mi var ya da nil'den böyle coşkuyla bahsettiği şu anı kastederek mi öyle bişey demiş bilemedim.
0
Sanırım Nil Nehri ne acayip, nereden çıkıyor da gelip Mısır'ımıza hayat veriyor diye Nil'in doğuşunu kutlayan bir gün yapıyorlar. Yani karanlıklardan doğman ve bu topraklara gelmen ne de gizemli; işte tam da bunu kutluyoruz demek istiyor.
0
birkibirkibirkibirkiuc
selamlar, pek tiyatro kulturu olmayan bir insanim, ama severim izlemesini. evde internetten izlenebilecek tiyatro oyunlari var midir? neleri tavsiye edersiniz?tesekkurler.not: tiyatroya gitme imkanim olmadigi icin soruyorum.
selamlar,
pek tiyatro kulturu olmayan bir insanim, ama severim izlemesini. evde internetten izlenebilecek tiyatro oyunlari var midir? neleri tavsiye edersiniz?
tesekkurler.
not: tiyatroya gitme imkanim olmadigi icin soruyorum.
pek tiyatro kulturu olmayan bir insanim, ama severim izlemesini. evde internetten izlenebilecek tiyatro oyunlari var midir? neleri tavsiye edersiniz?
tesekkurler.
not: tiyatroya gitme imkanim olmadigi icin soruyorum.
0
ferhan şensoy'un bayağı bir oyunu youtube'da var. devekuşu kabare'nin pek çok oyunu da aynı şekilde. 50'ler ve 60'lardan kalma filmler de genelde tiyatro havasında oluyor, onlara da bakılabilir.
0
ovungec zeus
Amerika'da kaçak olarak yaşayan insanlar hastane işleri, banka işleri falan olunca nasıl hallediyor? Devletle işi olunca yakalanmıyor mu?
Amerika'da kaçak olarak yaşayan insanlar hastane işleri, banka işleri falan olunca nasıl hallediyor? Devletle işi olunca yakalanmıyor mu?
0
mayışları elden alıyorlar, bankayla iş yapmıyorlar. ama hastane mevzunu bilmiyorum. orada bizdeki gibi sgk olmadığından para ödeyip işliyor sistem, kimse oturma/çalışma izni sormuyorsa demek.
0
8 yıldır kaçak tanıdığım var. hastaneye gitmek bir yana devletten vergi iadesi bile alıyor. orda kaçak işgücü piyasası çok öenmli. bir sürü boktan işte meksikalı, türk, çinli vs. ucuza çalışıyor. suç işlemediğin sürece kimse karışmıyor.
0
amerikan devleti kontrolünde her şey. lafta kaçaklar sadece..
ilk gittiğimde mcdonalds'da çalışırken sadece benim vardiyamda ki 7 meksika'lının tamamı kaçaktı. 13 kişi çalışıyorduk vardiya da yani yarından fazlası kaçaktı. dünyanın en büyük restaurant zincirinde.
suça karışmadıkları sürece istedikleri gibi yaşıyorlar.
benim tanıdığım kaçak türkler oldu. hepsinin dediği şey abd ehliyeti aldıktan sonra kimsenin karışmadığı oldu. polis çevirmesinde sormuyor senin oturumun var mı yok mu diye. ehliyeti gösteriyor sadece. hele de bir şekilde social security kartı aldıysa o zaman çok daha rahat oluyor durumları. vergi iadesine kadar istediklerini yapar. uçağa binip istediği yere gidebilir aynı şekilde.
başta da dediğim gibi amerikanın ''lafta'' kaçakları hepsi. oy kullanma dışında her istediklerini yapabilirler.
ilk gittiğimde mcdonalds'da çalışırken sadece benim vardiyamda ki 7 meksika'lının tamamı kaçaktı. 13 kişi çalışıyorduk vardiya da yani yarından fazlası kaçaktı. dünyanın en büyük restaurant zincirinde.
suça karışmadıkları sürece istedikleri gibi yaşıyorlar.
benim tanıdığım kaçak türkler oldu. hepsinin dediği şey abd ehliyeti aldıktan sonra kimsenin karışmadığı oldu. polis çevirmesinde sormuyor senin oturumun var mı yok mu diye. ehliyeti gösteriyor sadece. hele de bir şekilde social security kartı aldıysa o zaman çok daha rahat oluyor durumları. vergi iadesine kadar istediklerini yapar. uçağa binip istediği yere gidebilir aynı şekilde.
başta da dediğim gibi amerikanın ''lafta'' kaçakları hepsi. oy kullanma dışında her istediklerini yapabilirler.
0
cagdas donem kuramcisi
Menülerde sorun yok. show thumbnail seçili. ctrl + f5 yaptığımda bir anlığına gösterip sonra tekrar thumbnail'ler yok oluyor. var mıdır bir fikri olan?not: gugıla sordum, çözüm olmadı. gugıla sormadan buraya yazası değilim.
Menülerde sorun yok. show thumbnail seçili. ctrl + f5 yaptığımda bir anlığına gösterip sonra tekrar thumbnail'ler yok oluyor. var mıdır bir fikri olan?
not: gugıla sordum, çözüm olmadı. gugıla sormadan buraya yazası değilim.
not: gugıla sordum, çözüm olmadı. gugıla sormadan buraya yazası değilim.
0
ahm1
Uefa'nin bugun yayinladigi rapordan:"An eye watering €1,270m of agent commissions were reported by clubs on the2,000 transfers reviewed, which covered about 40% of overall European clubtransfer spending during the period 2013-2017. In total these commissions wereequivalent to 12.6%of the transfer fe
Uefa'nin bugun yayinladigi rapordan:
"An eye watering €1,270m of agent commissions were reported by clubs on the
2,000 transfers reviewed, which covered about 40% of overall European club
transfer spending during the period 2013-2017. In total these commissions were
equivalent to 12.6%of the transfer fees with the mid commission rate at 13.3%."
İngilizce okumalar yapiyorum, fena degil aslinda ingilizcem ama su paragrafi bir cozemedim.
Turkcesini yazip, ardindan da "bak cumleleri soyle soyle kaliplara ayir, karistirmazsin o zaman ne anlatmak istedigini" vs. diyebilecek varsa cok sevinirim.
İkisinden birisini yazan olursa ona da tesekkur tabii ki.
"An eye watering €1,270m of agent commissions were reported by clubs on the
2,000 transfers reviewed, which covered about 40% of overall European club
transfer spending during the period 2013-2017. In total these commissions were
equivalent to 12.6%of the transfer fees with the mid commission rate at 13.3%."
İngilizce okumalar yapiyorum, fena degil aslinda ingilizcem ama su paragrafi bir cozemedim.
Turkcesini yazip, ardindan da "bak cumleleri soyle soyle kaliplara ayir, karistirmazsin o zaman ne anlatmak istedigini" vs. diyebilecek varsa cok sevinirim.
İkisinden birisini yazan olursa ona da tesekkur tabii ki.
0
Gözleri yaşartan 1,270 milyon euroluk topçu menajeri komisyonu yapılan 2000 transfer incelemesinde kulüpler tarafından raporlanmış, bu da avrupalı kulüplerin 2013-2017 arasında yaptığı transfer harcamalarının %40'ına denk düşüyormuş. bu komisyonlar toplamda %13.3 mid komisyonu (mid komisyonu ne bulamadım, bir şeyin ortalaması galiba) oranına sahip transfer harcamalarının %12.6'sına eşitmiş.
--
Böyle bir yazıyı anlamak için yapman gereken şey Türkçe düşünmemek çünkü Türkçe baştan sona gidiyor, bunları çevirmek için sondan başlamak gerekiyor, o zaman kafa karışıyor. İngilizce okuyup direkt anlamaya çalış.
--
Böyle bir yazıyı anlamak için yapman gereken şey Türkçe düşünmemek çünkü Türkçe baştan sona gidiyor, bunları çevirmek için sondan başlamak gerekiyor, o zaman kafa karışıyor. İngilizce okuyup direkt anlamaya çalış.
0
2000 transferde 1.270.000.000€ aracılara gitmiş, bu da 2013-2017'deki tüm transfer harcamalarının %40'ıymış.
ingiliççede virgüller önemli ve genelde virgüller arasında ya sıralı, ya önceki kelime/cümle/tamlamayı açan cümleler oluyor (sıralı sıfatlar filan yoksa). buradaki ilk cümlede de iki cümle var esasında. x, therefore y gibi bir şey denmiş.
themid diye bir kelime yok, mid commission rate de nedir ben bilemedim. ikinci cümle, sanırım, "aracıların aldığı komisyonlar transfer bedellerinin %12.6'sı kadar, ortalama(?) komisyon oranı da %13.3" oluyor.
-
ingiliççe, yukarıda da dendiği gibi, baştan sona değil sondan başa gittiğinde anlamlı oluyor. biz "uyandım, dişimi fırçaladım, giyindim, otobüse koştum, ayakta geldim, bu yüzden şu anda yorgunum" şeklinde kurarken cümleyi, ingilizler "şu anda yorgunum zira bıdı bıdı" şeklinde kuruyor cümleyi. sen de yorgun olduğunu görüyorsun ama bıdı bıdılara bakıp anca tüm konteksti anlıyorsun. ondan, sanırım, zihni bu farklı dile alıştırmak lazım.
bunu, bence, en kolay felsefe metinleri okuyup yaparsın. "allah belanızı versin, şerefsiz ... çocukları" diye diye başlarsın ama sonunda ingiliççe oturmuş olur. bu yapıyı bu şekliyle oturtunca fransızca ve ispanyolca metinleri, diller bilinmese bile, ingiliççe bilgisi ve farklı cümle yapısı sayesinde, yeterince (yeterince dediğim hepten kör olmak yerine temel olarak ne dediğini, yani yarısını filan) anlayabilirsin. ve dahi bu sayede farsça da çözülmesi iyice kolaylaşmış bir dil olur, 6-8 ay ortalama bir çalışmayla a2-b1 seviyesinde farsça biliyorum diyebilirsin.
ingiliççede virgüller önemli ve genelde virgüller arasında ya sıralı, ya önceki kelime/cümle/tamlamayı açan cümleler oluyor (sıralı sıfatlar filan yoksa). buradaki ilk cümlede de iki cümle var esasında. x, therefore y gibi bir şey denmiş.
themid diye bir kelime yok, mid commission rate de nedir ben bilemedim. ikinci cümle, sanırım, "aracıların aldığı komisyonlar transfer bedellerinin %12.6'sı kadar, ortalama(?) komisyon oranı da %13.3" oluyor.
-
ingiliççe, yukarıda da dendiği gibi, baştan sona değil sondan başa gittiğinde anlamlı oluyor. biz "uyandım, dişimi fırçaladım, giyindim, otobüse koştum, ayakta geldim, bu yüzden şu anda yorgunum" şeklinde kurarken cümleyi, ingilizler "şu anda yorgunum zira bıdı bıdı" şeklinde kuruyor cümleyi. sen de yorgun olduğunu görüyorsun ama bıdı bıdılara bakıp anca tüm konteksti anlıyorsun. ondan, sanırım, zihni bu farklı dile alıştırmak lazım.
bunu, bence, en kolay felsefe metinleri okuyup yaparsın. "allah belanızı versin, şerefsiz ... çocukları" diye diye başlarsın ama sonunda ingiliççe oturmuş olur. bu yapıyı bu şekliyle oturtunca fransızca ve ispanyolca metinleri, diller bilinmese bile, ingiliççe bilgisi ve farklı cümle yapısı sayesinde, yeterince (yeterince dediğim hepten kör olmak yerine temel olarak ne dediğini, yani yarısını filan) anlayabilirsin. ve dahi bu sayede farsça da çözülmesi iyice kolaylaşmış bir dil olur, 6-8 ay ortalama bir çalışmayla a2-b1 seviyesinde farsça biliyorum diyebilirsin.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
Erasmus'daki (İsveç) üçüncü günüm ve maalesef dokunsanız ağlayacak haldeyim. Gerçekten moralim, motivasyonum düştü.Evet, belki erken ama daha ilk günlerden yıldım. İngilizcem maalesef akıcı ve iyi değil. Bunun acısını yaşıyorum. Etrafımdaki kimseyle sağlıklı bir şekilde iletişim kuramıyorum. Bu kada
Erasmus'daki (İsveç) üçüncü günüm ve maalesef dokunsanız ağlayacak haldeyim. Gerçekten moralim, motivasyonum düştü.
Evet, belki erken ama daha ilk günlerden yıldım. İngilizcem maalesef akıcı ve iyi değil. Bunun acısını yaşıyorum. Etrafımdaki kimseyle sağlıklı bir şekilde iletişim kuramıyorum. Bu kadar zorlanacağımı tahmin etmiyordum ama maalesef çok zorlanıyorum. Onların ingilizcelerinin yanında ben sönük kalıyorum ve çoğunlukla susmayı tercih ediyorum.
Dersler başladı ve ders programım da yoğun. Gittiğim sınıfta da tek Erasmus öğrencisi benim ve diğer öğrenciler çok iyiler ingilizce konusunda. Hoca falan da anlayışlı bana karşı ama nasıl devam edecek böyle bilmiyorum.
Bavulu toplayıp gitmek bile geldi içimden.
Çıldıracağım, ne yapmalıyım, nasıl üstesinden gelebilirim bilmiyorum. Sakin kalamıyorum.
Sadece yazmak istedim fakat tavsiyelerinize de açığım.
Evet, belki erken ama daha ilk günlerden yıldım. İngilizcem maalesef akıcı ve iyi değil. Bunun acısını yaşıyorum. Etrafımdaki kimseyle sağlıklı bir şekilde iletişim kuramıyorum. Bu kadar zorlanacağımı tahmin etmiyordum ama maalesef çok zorlanıyorum. Onların ingilizcelerinin yanında ben sönük kalıyorum ve çoğunlukla susmayı tercih ediyorum.
Dersler başladı ve ders programım da yoğun. Gittiğim sınıfta da tek Erasmus öğrencisi benim ve diğer öğrenciler çok iyiler ingilizce konusunda. Hoca falan da anlayışlı bana karşı ama nasıl devam edecek böyle bilmiyorum.
Bavulu toplayıp gitmek bile geldi içimden.
Çıldıracağım, ne yapmalıyım, nasıl üstesinden gelebilirim bilmiyorum. Sakin kalamıyorum.
Sadece yazmak istedim fakat tavsiyelerinize de açığım.
0
Hocam daha çok erken. Herkesin bir ortama uyum sağlama süresi farklıdır. Acele etmeyin. Tavsiyem Afrika ya da Asya ülkelerinden gelen birkaç kişiyi gözünüze kestirip onlarla iletişim kurmanız. Elin Almanı bebeklikten beri İngilizce gördüğü için onlar karşısında zor duruma düşmek normal. Ama Afrika ve Asya'dakiler gibi İngilizceyi sonradan öğrenen insanlar da benzer sıkıntılar yaşıyorlar. Benim Kenyalı bir arkadaşım vardı. Avrupalılara göre daha iyi anlaşıyordum onunla. Biraz daha bir arada bulunmaya çalışın insanlarla. Bir süre sonra düzelir. Hep böyle kalmaz. Bu arada ben Erasmus programından bahsetmiyorum. Yabancı öğrencilerin bir araya geldiği bir topluluğun üyesiydim. Oradaki tecrübemden bahsediyorum.
0
şu an yaşadığınız her şey aşırı normal. bir hafta sonra hiç dönmesem diyeceksiniz.
0
@brakgn; teşekkür ederim, umarım öyle olur.
@dissendium; teşekkürler, dikkate alacağım
@dissendium; teşekkürler, dikkate alacağım
0
yaşadığın herşey çok normal. tavsiyem ne olursa olsun hep iyi ingilizce konuşanlarla bir arada ol, kötü ingilzcesi olanlardan ve en önemlisi türkçe konuşanlardan uzak ol. zaman içerisinde ingilizcenin nasıl iyileştiğini sen de göreceksin.
ingilizcen iyileştikçe de sosyal ortamın normalleşecek ve gerçekten de dönmek istemeyeceksin. sadece sabretmen ve kendini zorlaman lazım.
senin yaşadığın sana özel değil bu arada, çok sık görülen bir durum.
ingilizcen iyileştikçe de sosyal ortamın normalleşecek ve gerçekten de dönmek istemeyeceksin. sadece sabretmen ve kendini zorlaman lazım.
senin yaşadığın sana özel değil bu arada, çok sık görülen bir durum.
0
İngilizce konuşmaya mecbursun. Bu durum da İngilizceni geliştirmen için fırsat.
Alışma sürecinin olması gayet normal, herkes yaşıyor.
Alışma sürecinin olması gayet normal, herkes yaşıyor.
0
Hiç telaş etme hocam, çok normal yaşadığın durum. Her gelen yaşadı, yaşıyor ve yaşayacak. Bende de oldu aynısı 3 4 ay önce. İtalya'dayım ve halen iki dilde de iletişim sorunu çekiyorum. Aksan farklılığı, trde dili iyi öğrenememiş olmamız buna etken.
İlk şoku atlattıktan sonra kendini biraz zorlamaya başla. Bir süre sonra a1-a2 düzeyinde isveççe bile öğrenebilirsin.
İlk şoku atlattıktan sonra kendini biraz zorlamaya başla. Bir süre sonra a1-a2 düzeyinde isveççe bile öğrenebilirsin.
0
3 hafta boyunca açılamamıştım, öyle muhabbetleri dinlemiştim ben. Oysa herkes gramerin kafasını gözünü yarıyordu. Çok da takılma. Senin beyninde var, sadece ağzından çıkacak zamanı vardır. Sınıfta tek erasmuslu senin olman sevimli gelip mazur görülebilir, ana dilin değil sonuçta. “Sorry, i am Erasmus” kilit cümle :)
Yurtta diğer ülkelerden arkadaşlarınla bol bol vakit geçirmeye bak. Çözülürsün yakında
Yurtta diğer ülkelerden arkadaşlarınla bol bol vakit geçirmeye bak. Çözülürsün yakında
0
Durum söylediğinden farklı olsaydı anormal olurdu. Çok az oranda insan vardır ki kendini yabancı bir ülkede, hiç kimseyi tanımadığı bir yerde bulunca o an "uoohh cennete düştük be!" diye coşsun. Şimdi gittiğin için ağlamak istiyorsun belki de ağlıyorsun ama erasmus bittiğinde de dönmek istemediğin için ağlarken bulacaksın kendini. Hele bir de döndükten hemen sonraki karanlık dönem var ki... Neyse :)
Ortalama okullarda öğrenim görmüş olduğun önkabulüyle söylüyorum; İngilizce konusunda sorun yaşaman da olası. Bizim memlekette dil eğitimi ÇOK zayıf. Almanya'da İngilizce bilip bilmediğini sorduğum insanların "just a little bit" diye cevap verip de şakır şakır konuştuklarını ve konuştukları seviyeyi gerçekten "just a little bit" bulduklarını gördüğümde çok şaşırmıştım.
Söylendiği gibi, çatada patada diye İngilizce konuşan insanlarla, damdan düşenin halinden anlayacakları için bir arada olma. Senden kat kat daha iyi konuşan insanlarla takılmaya kaynaşmaya çalış. Sessiz kalma. Ucundan bucağından da olsa lafa gir, konuş, anlat sen de meramını, öyle veya böyle, gerektiğine Tarzancayı da kullan. Kimse "ehue godumunun eziği, iki kelimeyi bir araya getiremiyor" diye seni hakir görmeyecek. Zaten yabancılarla takılanlar, senin gibi onlarca insan görüyorlar. Hem alışıklar hem anlayışlılar hem yardımcı olacaklar hem de bu diyaloglardan hoşlandıklarını fark edeceksin. Dil bilgisi kurallarına sıkı sıkı yapışmış, "have'den sonra v3 kullanmak zorundayım ama v3'ü neydi bunun" diye kendini zorlayacak bir dil kullanmaya çalışma. Tamam tabii ki bil, ama konuşurken bunlara takılarak kendini kasma. Türkçe konuşurken çok mu kurallı cümle kuruyoruz? Günlük konuşmada devrik cümlen de olur, yanlış çekimin de "you is ..." dediğin de. Senin kulağına batabilir, karşındakinin umrunda bile olmaz. Önemli olan anlaşmak.
İlk yurtdışı tecrüben olduğunu tahmin ediyorum, dili bu kadar dert etmenden ötürü. Yabancı ortama 1 hafta 10 günde alışırsın, dil de doğrudan pratiğe bağlı bir şey. 1 ay sonraki akıcı konuşmana kendin de şaşıracaksın emin ol. ALTIN KURAL: TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. (Bu söylediğimi Türklere gıcık olmam olarak algılama. Bizim gençlerde -muhtemelen yine dil sorunundan dolayı- gruplaşmaya çok güçlü bir eğilim var. Her yerde sürekli birlikte takılan Türk öğrenci grupları göreceksindir. Sen rahatı tercih edip de o gruplar içinde olma. Tamam tanış, kaynaş, insan tanımak iyidir, ama orada olduğun süreyi onlarla geçirme. Geri döndüğünde kaynaşabileceğin 80 küsur milyon Türk bulacaksın zaten)
Abartıyorsam şerefsizim; markete gidip alışveriş yapabilecek kadar İngilizceden bile yoksun olduğu halde Erasmusa giden insanın, beş ay sonra uykusuna İngilizce sayıkladığına şahidim! Her türlü açılıyorsun.
İsveç'te yerleşik Türk nüfusu ne kadardır bilmiyorum ama illaki orada da Türk kebapçısı, bakkalı kahvesi vs bir şeyler vardır. Bu BİRKAÇ GÜNLÜK "homesick" triplerini, oraları keşfederek de törpüleyebilirsin. Ben mesela altılı ince belli çay bardağı takımımı alıp evime dönerken birden muhiti benimsemiş olduğumu fark etmiştim :)
Derslere gelince; hocaya göre çok şey değişiyor. Kimisi gerçekten insan evladı oluyor, anlayışlı ve yardımsever oluyor, kimisi bildiğin "idare" edip geçiriyor. Bir iki aksi örnek de duymuşluğum var ama genel olarak Erasmusluya tolerans yüksek. Sen yine hocalarınla tek tek ve açık açık konuş. "Erasmusun önemli bir hayat tecrübesi olduğunu düşünerek geldim. Hem dil konusunda hem de derslerin işlenme biçimindeki farklılıklardan dolayı zorluklar yaşıyorum" falan de. Hatta abartmamaya dikkat ederek biraz duygusallık da katabilirsin; "ülkemize bizim (ben ve ailem) gibi ortalama hayatlar süren insanlar için hem dil hem yurtdışı deneyimi açısından bu maddi koşullarda böyle bir fırsat çok önemli" falan filan :)
Diyelim ki hocalar aksi, nalet, nazi kafasında tipler çıktı ve sana Moda'da dilencilik yapan Suriyeli muamelesi yaptılar ve sen derslerden takır takır kaldın, burada da okulun bir dönem yahut bir yıl uzadı. Eğer askerlik, özel okul ücreti vb. gerçekten bağlayıcı sorunlar yoksa HİÇ takma! Orada geçireceğin zaman, hiçbir ders vermesen hiçbir kredi alamasan bile gerçekten ciddi bir kazanç. Tabii gözünün açık olması, etrafta ne oluyor ne bitiyor sürekli meraklı mahalle teyzeleri gibi incelemen, gerekirse yemeğinden bile kısıp, uygun imkanları kollayıp, biraz sağı solu gezmen ve tekrar ediyorum, Türk gruplarından uzak durman şartıyla :)
Gözlerim yanmaya başladığı için devam edemeyeceğim. Erasmus bulunmaz nimet. Hayatın son kıyağı gibi bir şey. Sonrasında tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. Tadını çıkar. Çok da bunalırsan sözlükten yaz, birkaç gün derdini döker sonra zaten sözlüğü mözlüğü bile unutmuş olursun :) Kıymetini bil, tadını çıkar.
erasmus hakkındaki fikirlerimi merak edersen (bkz: erasmus/@lazor)
Ortalama okullarda öğrenim görmüş olduğun önkabulüyle söylüyorum; İngilizce konusunda sorun yaşaman da olası. Bizim memlekette dil eğitimi ÇOK zayıf. Almanya'da İngilizce bilip bilmediğini sorduğum insanların "just a little bit" diye cevap verip de şakır şakır konuştuklarını ve konuştukları seviyeyi gerçekten "just a little bit" bulduklarını gördüğümde çok şaşırmıştım.
Söylendiği gibi, çatada patada diye İngilizce konuşan insanlarla, damdan düşenin halinden anlayacakları için bir arada olma. Senden kat kat daha iyi konuşan insanlarla takılmaya kaynaşmaya çalış. Sessiz kalma. Ucundan bucağından da olsa lafa gir, konuş, anlat sen de meramını, öyle veya böyle, gerektiğine Tarzancayı da kullan. Kimse "ehue godumunun eziği, iki kelimeyi bir araya getiremiyor" diye seni hakir görmeyecek. Zaten yabancılarla takılanlar, senin gibi onlarca insan görüyorlar. Hem alışıklar hem anlayışlılar hem yardımcı olacaklar hem de bu diyaloglardan hoşlandıklarını fark edeceksin. Dil bilgisi kurallarına sıkı sıkı yapışmış, "have'den sonra v3 kullanmak zorundayım ama v3'ü neydi bunun" diye kendini zorlayacak bir dil kullanmaya çalışma. Tamam tabii ki bil, ama konuşurken bunlara takılarak kendini kasma. Türkçe konuşurken çok mu kurallı cümle kuruyoruz? Günlük konuşmada devrik cümlen de olur, yanlış çekimin de "you is ..." dediğin de. Senin kulağına batabilir, karşındakinin umrunda bile olmaz. Önemli olan anlaşmak.
İlk yurtdışı tecrüben olduğunu tahmin ediyorum, dili bu kadar dert etmenden ötürü. Yabancı ortama 1 hafta 10 günde alışırsın, dil de doğrudan pratiğe bağlı bir şey. 1 ay sonraki akıcı konuşmana kendin de şaşıracaksın emin ol. ALTIN KURAL: TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. TÜRKLERDEN UZAK DUR. (Bu söylediğimi Türklere gıcık olmam olarak algılama. Bizim gençlerde -muhtemelen yine dil sorunundan dolayı- gruplaşmaya çok güçlü bir eğilim var. Her yerde sürekli birlikte takılan Türk öğrenci grupları göreceksindir. Sen rahatı tercih edip de o gruplar içinde olma. Tamam tanış, kaynaş, insan tanımak iyidir, ama orada olduğun süreyi onlarla geçirme. Geri döndüğünde kaynaşabileceğin 80 küsur milyon Türk bulacaksın zaten)
Abartıyorsam şerefsizim; markete gidip alışveriş yapabilecek kadar İngilizceden bile yoksun olduğu halde Erasmusa giden insanın, beş ay sonra uykusuna İngilizce sayıkladığına şahidim! Her türlü açılıyorsun.
İsveç'te yerleşik Türk nüfusu ne kadardır bilmiyorum ama illaki orada da Türk kebapçısı, bakkalı kahvesi vs bir şeyler vardır. Bu BİRKAÇ GÜNLÜK "homesick" triplerini, oraları keşfederek de törpüleyebilirsin. Ben mesela altılı ince belli çay bardağı takımımı alıp evime dönerken birden muhiti benimsemiş olduğumu fark etmiştim :)
Derslere gelince; hocaya göre çok şey değişiyor. Kimisi gerçekten insan evladı oluyor, anlayışlı ve yardımsever oluyor, kimisi bildiğin "idare" edip geçiriyor. Bir iki aksi örnek de duymuşluğum var ama genel olarak Erasmusluya tolerans yüksek. Sen yine hocalarınla tek tek ve açık açık konuş. "Erasmusun önemli bir hayat tecrübesi olduğunu düşünerek geldim. Hem dil konusunda hem de derslerin işlenme biçimindeki farklılıklardan dolayı zorluklar yaşıyorum" falan de. Hatta abartmamaya dikkat ederek biraz duygusallık da katabilirsin; "ülkemize bizim (ben ve ailem) gibi ortalama hayatlar süren insanlar için hem dil hem yurtdışı deneyimi açısından bu maddi koşullarda böyle bir fırsat çok önemli" falan filan :)
Diyelim ki hocalar aksi, nalet, nazi kafasında tipler çıktı ve sana Moda'da dilencilik yapan Suriyeli muamelesi yaptılar ve sen derslerden takır takır kaldın, burada da okulun bir dönem yahut bir yıl uzadı. Eğer askerlik, özel okul ücreti vb. gerçekten bağlayıcı sorunlar yoksa HİÇ takma! Orada geçireceğin zaman, hiçbir ders vermesen hiçbir kredi alamasan bile gerçekten ciddi bir kazanç. Tabii gözünün açık olması, etrafta ne oluyor ne bitiyor sürekli meraklı mahalle teyzeleri gibi incelemen, gerekirse yemeğinden bile kısıp, uygun imkanları kollayıp, biraz sağı solu gezmen ve tekrar ediyorum, Türk gruplarından uzak durman şartıyla :)
Gözlerim yanmaya başladığı için devam edemeyeceğim. Erasmus bulunmaz nimet. Hayatın son kıyağı gibi bir şey. Sonrasında tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. Tadını çıkar. Çok da bunalırsan sözlükten yaz, birkaç gün derdini döker sonra zaten sözlüğü mözlüğü bile unutmuş olursun :) Kıymetini bil, tadını çıkar.
erasmus hakkındaki fikirlerimi merak edersen (bkz: erasmus/@lazor)
0
İsveçliler'in o komik kibar British aksanını fazla ipleme boşver.
Anladığın kadar anla, iletişim kurmaya çalışırken de özne fiil zaman yapıştır geç uğraşma gramer ile. İsveçliler anlayışlı insanlardır, bizdeki gibi yargılamazlar. Ama verilen ödevleri falan zamanında bitirmeye çalış. Anlamazsan hocaya mail at sor yazılı, cevap verir hemen.
Förstår du?
Lycka till!
Anladığın kadar anla, iletişim kurmaya çalışırken de özne fiil zaman yapıştır geç uğraşma gramer ile. İsveçliler anlayışlı insanlardır, bizdeki gibi yargılamazlar. Ama verilen ödevleri falan zamanında bitirmeye çalış. Anlamazsan hocaya mail at sor yazılı, cevap verir hemen.
Förstår du?
Lycka till!
0
baboli gözünü seveyim, ne yapıyorsun?
www.youtube.com
bak bunu mutlaka izle. mutlaka. MUTLAKA. "ilk bir hafta sigara alamadım" diye anlatıyor adam. muhteşem bir hikayedir, dahası durumuna da uyar.
iki tavsiyem olsun:
1- türkçe'den uzak durmaya çalış. türkçe site okuma, türklerle muhabbet etme. mecbur kal ingiliççeye. zihnin "lan ben bu duruma uymazsam boku yedim" desin.
2- dinle. anlasan da, anlamasan da dinle. zihnin dilin kelimelerini seçmeye, sonra cümleleri yapmaya alışsın. isveç'tesin, bu herifler "ama bizim kadınları güzel görünce gavur tecavüz etmek istiyor tabi. ondan bizim kadınlar da kapansın" diye gezen, bu kadar gerzekçe sözde liberal adamlar. sen yavaş konuştun, yanlış kelime kullandın/cümle kurdun diye bir şey demez. sabırla beklerler ne diyeceğini filan.
konfor gelişime engeldir der gavur. konfordan uzaklaşmışsın, ne güzel. gelişirsin işte. 3 günde memlekete döneyim mi denir la.
www.youtube.com
bak bunu mutlaka izle. mutlaka. MUTLAKA. "ilk bir hafta sigara alamadım" diye anlatıyor adam. muhteşem bir hikayedir, dahası durumuna da uyar.
iki tavsiyem olsun:
1- türkçe'den uzak durmaya çalış. türkçe site okuma, türklerle muhabbet etme. mecbur kal ingiliççeye. zihnin "lan ben bu duruma uymazsam boku yedim" desin.
2- dinle. anlasan da, anlamasan da dinle. zihnin dilin kelimelerini seçmeye, sonra cümleleri yapmaya alışsın. isveç'tesin, bu herifler "ama bizim kadınları güzel görünce gavur tecavüz etmek istiyor tabi. ondan bizim kadınlar da kapansın" diye gezen, bu kadar gerzekçe sözde liberal adamlar. sen yavaş konuştun, yanlış kelime kullandın/cümle kurdun diye bir şey demez. sabırla beklerler ne diyeceğini filan.
konfor gelişime engeldir der gavur. konfordan uzaklaşmışsın, ne güzel. gelişirsin işte. 3 günde memlekete döneyim mi denir la.
0
o kadar iyi geldi ki yazdıklarınız. çok teşekkür ederim hepinize.
0
çat pat ingilizceyle polonya'ya giden arkadaşım ingilizcesini geliştirdi bu 1.
lehçe öğrendi bu 2.
yüksek lisansını polonya'da yapıyor bu 3.
sanırım dönmeyi düşünmüyor.
lehçe öğrendi bu 2.
yüksek lisansını polonya'da yapıyor bu 3.
sanırım dönmeyi düşünmüyor.
0
ha bir de "because of i am turkish-black?" kalıbının onları inanılmaz boyutta istismar edebileceğini duymuştum.
sarışınsanız bile :D
sarışınsanız bile :D
0
bak buradakiler bile pek bilmiyor, isveçlilerde "british" aksanı olduğunu yazmış mesela birisi :)
alışacaksın, ilk başta hep zordur. ingilizceyi sular seller gibi bilen biri olsan bile zor olacaktı zaten. 1-2 hafta kendi hislerini alttan al, ani reaksiyon verme. akışına bırak. düzelecektir.
alışacaksın, ilk başta hep zordur. ingilizceyi sular seller gibi bilen biri olsan bile zor olacaktı zaten. 1-2 hafta kendi hislerini alttan al, ani reaksiyon verme. akışına bırak. düzelecektir.
0
arkadaşlar da demiş, sen her türlü alışacaksın ama aklıma şu Atatürk'lü duygusallı hikaye geldi. bilenler vardır mutlaka, bilmeyenlerin de biraz gözlerini doldurayım.
---
"yıl 1923. istanbul üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar.
okul duvarında bir ilan görüyorum. "avrupa'ya talebe yollanacaktır."
allah allah diyorum, ülke yıkık dökük yıl 1923. avrupa'ya talebe! lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz. benim ismimin yanına atatürk "berlin üniversitesine gitsin" diye yazmış.
zaman geldi. sirkeci garındayım, trene yürüyorum. ama kafam öyle karışık ki. gitsem mi kalsam mı, orada beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım? bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. tam o sırada bir müvezzi ismimi çağırdı:
"mahmut sadi, mahmut sadi, bir telgrafın var".
telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu: "sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz".
var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider, dünya lideri olmasın da ne olsun! yıl 1923, biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz, tek bir huyunu. tüm ülkenin huyu değişiyor. bununla uğraşan bir insan, yurt dışına yolladığı 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor."
mahmut sadi devam ediyor: "gel de şimdi gitme, git de orada çalışma, dön de bu ülke için canını verme!" diyor.
---
bu gazla şimdi kolaysa geri dön :D
bu arada bunları "vatanımız milletimiz uğruna okuyalım, çalışalım, ölelim" falan diye yazmadım. ülke için iyi bir şeyler yapma isteğim pek kalmadı artık. ama şunu gör diye yazdım, bundan taaa 95 sene önce bile senin yaşındaki bir adam aşağı yukarı senin gibi düşünmüş. korkmuş, bavulu toplayıp gitmek istemiş. yani bunlar çok normal hisler. hiç kafana takma. bırak birkaç gün kendine alışmak için izin ver. zaman her şeye ilaç. sonra bir bakmışsın dönem sonu gelmiş.
bu arada tabi bu fırsatı iyi değerlendir, ot gibi derse girip çıkma. İsveç'i de çevre ülkeleri de bol bol gez. naçizane önerim; doğada kamp yap. kesin kamp yapan bir grup vardır, onlara yanla. oraların doğası çok güzel -görünüyor fotoğraflardan :( -
allam ne kadar şanslı çocuk ya. bir de dönecekmiş.
---
"yıl 1923. istanbul üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar.
okul duvarında bir ilan görüyorum. "avrupa'ya talebe yollanacaktır."
allah allah diyorum, ülke yıkık dökük yıl 1923. avrupa'ya talebe! lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz. benim ismimin yanına atatürk "berlin üniversitesine gitsin" diye yazmış.
zaman geldi. sirkeci garındayım, trene yürüyorum. ama kafam öyle karışık ki. gitsem mi kalsam mı, orada beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım? bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. tam o sırada bir müvezzi ismimi çağırdı:
"mahmut sadi, mahmut sadi, bir telgrafın var".
telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu: "sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz".
var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider, dünya lideri olmasın da ne olsun! yıl 1923, biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz, tek bir huyunu. tüm ülkenin huyu değişiyor. bununla uğraşan bir insan, yurt dışına yolladığı 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor."
mahmut sadi devam ediyor: "gel de şimdi gitme, git de orada çalışma, dön de bu ülke için canını verme!" diyor.
---
bu gazla şimdi kolaysa geri dön :D
bu arada bunları "vatanımız milletimiz uğruna okuyalım, çalışalım, ölelim" falan diye yazmadım. ülke için iyi bir şeyler yapma isteğim pek kalmadı artık. ama şunu gör diye yazdım, bundan taaa 95 sene önce bile senin yaşındaki bir adam aşağı yukarı senin gibi düşünmüş. korkmuş, bavulu toplayıp gitmek istemiş. yani bunlar çok normal hisler. hiç kafana takma. bırak birkaç gün kendine alışmak için izin ver. zaman her şeye ilaç. sonra bir bakmışsın dönem sonu gelmiş.
bu arada tabi bu fırsatı iyi değerlendir, ot gibi derse girip çıkma. İsveç'i de çevre ülkeleri de bol bol gez. naçizane önerim; doğada kamp yap. kesin kamp yapan bir grup vardır, onlara yanla. oraların doğası çok güzel -görünüyor fotoğraflardan :( -
allam ne kadar şanslı çocuk ya. bir de dönecekmiş.
0
gidenlerin ingiliccesi zaten berbat oluyor üzülmesene, bu geliştirmen için bir fırsat işte. lafa karışmaya çalış yanlış da olsa konuş.
0
yeteramadenedimherseyi
şimdi gitara yeni başlıcam, yani hiç bir şey bilmiyorum öyle düşünün. kendim evde videolarla öğrenmeye çalışıcam.bir de arkadaşım var o da yarıdm eder.şimdi zibilyon tane marka/model var. ne alsam seçemedim açıkçası. arkadaşlar fender, gibson bak dediler ama benin shecter de hoşuma gitti. hem fiyat
şimdi gitara yeni başlıcam, yani hiç bir şey bilmiyorum öyle düşünün. kendim evde videolarla öğrenmeye çalışıcam.
bir de arkadaşım var o da yarıdm eder.
şimdi zibilyon tane marka/model var. ne alsam seçemedim açıkçası. arkadaşlar fender, gibson bak dediler ama benin shecter de hoşuma gitti. hem fiyat olarak da daha uygun. ikinci el bakıyorum bu arada.
bütçe de 1000 tl tavan olarak ama esneyebilir. yani derseniz ki başlangıç için 1000 çok, daha ucuz bir şey de olabilir veya 1000 tl vermişken 1500 ver şunu al yıllarca çal, öyle de olabilir.
amfi olarak ev arkadaşımın amfisi var. bir süre onla idare edip daha sonra kendi amfimi alırım diye düşünüyorum.
şimdiden teşekkürler.
bir de arkadaşım var o da yarıdm eder.
şimdi zibilyon tane marka/model var. ne alsam seçemedim açıkçası. arkadaşlar fender, gibson bak dediler ama benin shecter de hoşuma gitti. hem fiyat olarak da daha uygun. ikinci el bakıyorum bu arada.
bütçe de 1000 tl tavan olarak ama esneyebilir. yani derseniz ki başlangıç için 1000 çok, daha ucuz bir şey de olabilir veya 1000 tl vermişken 1500 ver şunu al yıllarca çal, öyle de olabilir.
amfi olarak ev arkadaşımın amfisi var. bir süre onla idare edip daha sonra kendi amfimi alırım diye düşünüyorum.
şimdiden teşekkürler.
0
çalmayı adam akıllı öğrenmeden çok para verme çünkü atıyorum fender aldın diyelim, baktın ki sert şeyler çalmayı sevdin, ibanez'e gözün kayar. ibanez aldın, baktın clean tone'a kaydı tarzın, fazla sert gelecek. o yüzden şimdilik ne tarz dinliyorsan ona göre bir başlangıç gitarı al ve piyasada bilinen bir şey olsun ki onu satıp yükseltme yaparsın, satarken kolay olsun. nasıl başlamak istediğini belirtirsen öneriler daha net gelir.
0
o zaman bi les paul lazım sana, epiphone les paul standard sıfıra o fiyat aralığına var mı bilgim yok ama 2. elle başla derim ben de.
0
1000 yerine 1500 ver senelerce çal, o iş zor .
sektördeki marka modeller az çok belli
fender strat, tele, jaguar serisi
gibson lespaul
musicman, jackson, ibanez'in üst serileri örnekler çoğaltılabilir.
nerden baksan bak en az 1000-2000 dolar aralığındadır standart modelleri.
signature, ıvır zıvırı saymıyorum bak.
signature dışında da aşırı uçuk markalar var, mesela prs gibi
sektördeki marka modeller az çok belli
fender strat, tele, jaguar serisi
gibson lespaul
musicman, jackson, ibanez'in üst serileri örnekler çoğaltılabilir.
nerden baksan bak en az 1000-2000 dolar aralığındadır standart modelleri.
signature, ıvır zıvırı saymıyorum bak.
signature dışında da aşırı uçuk markalar var, mesela prs gibi
0
o ki yepisyeni başlayacaksın, klavyesi rahat herhangi bir ikinci el ucuz gitarı al. şimdi strat alsan ne olur, jem777 alsan ne olur? dahası, dinlediğin şarkıların helalinden yarısında pedallar var. ya wah var, ya bilmem ne var. sen tonu siktiret, "gitarı" öğreneceğin bir şeye bak. baktın ki öğreniyorsun, o zaman düşünürsün hangi gitarı alacağını.
amma ki bence bunlardan önce/evvela ucuzundan ve, yukarıda da bir yerde dendiği gibi, klavyesi rahat bir şey al. ben akustik ararken "hemi ucuz hemi iyi olsun" dedim, gittim yamaha f310 aldım misal. tamam, sesi güzel. büyük kasa, basları güzel veriyor filan ama klavye öyle sert ki bare bastığım anda baş parmağımın bedenimden ayrılmaya çalıştığı hissine kapılıyorum. telleri de indiremiyorum köprüyü törpüleyip. resmen işkence çekiyorum bazen. öte yandan eski elektro-gitarımın markasını bile hatırlamam ama öyle güzel klavyesi vardı ki otur, saatlerce çal. o derece.
ha, baktın çalıyorsun ve devam edeceksin. o zaman "her albümünü" dinlediğin gruplar varsa o gruptaki elemanların gitarlarının markalarına bak. kolayı bu. esp mi olur, ibanez mi olur, yamaha mı olur görürsün böylece. amma ki şimdi gidip strat alsan malmsteen olmayacaksın, ondan siktiret bu detayları.
amma ki bence bunlardan önce/evvela ucuzundan ve, yukarıda da bir yerde dendiği gibi, klavyesi rahat bir şey al. ben akustik ararken "hemi ucuz hemi iyi olsun" dedim, gittim yamaha f310 aldım misal. tamam, sesi güzel. büyük kasa, basları güzel veriyor filan ama klavye öyle sert ki bare bastığım anda baş parmağımın bedenimden ayrılmaya çalıştığı hissine kapılıyorum. telleri de indiremiyorum köprüyü törpüleyip. resmen işkence çekiyorum bazen. öte yandan eski elektro-gitarımın markasını bile hatırlamam ama öyle güzel klavyesi vardı ki otur, saatlerce çal. o derece.
ha, baktın çalıyorsun ve devam edeceksin. o zaman "her albümünü" dinlediğin gruplar varsa o gruptaki elemanların gitarlarının markalarına bak. kolayı bu. esp mi olur, ibanez mi olur, yamaha mı olur görürsün böylece. amma ki şimdi gidip strat alsan malmsteen olmayacaksın, ondan siktiret bu detayları.
0
gitarla alakalı enteresan bir anım var benim, yazayım bari.
bir arkadaşım var, tekstilci, adamın durumu falan bayağı bir iyi.
derken bu müziğe merak saldı, sene 2007 de müzik üstüne tanıştık falan, benim ufaktan home stüdyom falan vardı. gitarlar, klavyeler, ses kartı, monitörleri ıvırları zıvırları, kontrabas falan.
neyse 2010 da bu özel yapım gitar yaptırmaya başladı bi arkadaşına, 5 tane falan. neyse üstünden de 2 3 sene rahat geçti. gitarlar en sonunda bitti.
internetten yazışıyoruz iki de bir. 5 tane gitar var, 3 klasik, 1 akustik(1 tanesini göremedim ben) klasiklerin birini gitmiş ceviz yaptırmış, ötekini gül yaptırmış, abzürt abzürt tonlar çıkıyor gitarlardan :)
bir de bi akustik var, jumbo akustik diyor. bakıyorum bakıyorum o kadar güzel gözüküyor ki, tam benlik, fisherman'ın en iyi preamplisini falan taktırmış, etrafına sedef yaptırmış, ağacın rengi,tonu , deseni falan süper.
ufaktan ufaktan arkadaş beni gazlamaya başladı, akustiği satayım sana, bak bu parya bunu bulamazsın, pazarlık mazarlık 400 dolara kadar düştü.
ya diyorum bu adam neden bunu 400 dolara satıyor, üstündeki preampli hemen hemen o kadar.
merakıma dayanamadım atladım gittim istanbula yanına.
neyse, gitarı getirdi kucağıma bi verdi.
abi ben 180 küsür adamım, 4/4 kontrabas çalıyorum, gitar kucağımda sağ elim tellere erişemedi. kolum gitarı kavrayamadı, gitmiş bu jumbo jumbo diye, 20 cm kasa kanlığı yaptırmış, yetmemiş bir de yüksekiğini de büyük yaptırmış.
7 yaşında çocuğun eline akustik gitar verilmiş gibi kaldım öyle :)
senelerce durdu o gitar, sonra ne yaptı bilmiyorum. gitar ortadan kayboldu hehehe
ton efsaneydi hakkaten, al gitarı çık sahneye, tesisata gerek yok, davulcuyu da bastırırsın, saksofuncuyu da ama 2 kişi lazım, bi kişi akor basarken ötekisi ritim atacak :D
bir arkadaşım var, tekstilci, adamın durumu falan bayağı bir iyi.
derken bu müziğe merak saldı, sene 2007 de müzik üstüne tanıştık falan, benim ufaktan home stüdyom falan vardı. gitarlar, klavyeler, ses kartı, monitörleri ıvırları zıvırları, kontrabas falan.
neyse 2010 da bu özel yapım gitar yaptırmaya başladı bi arkadaşına, 5 tane falan. neyse üstünden de 2 3 sene rahat geçti. gitarlar en sonunda bitti.
internetten yazışıyoruz iki de bir. 5 tane gitar var, 3 klasik, 1 akustik(1 tanesini göremedim ben) klasiklerin birini gitmiş ceviz yaptırmış, ötekini gül yaptırmış, abzürt abzürt tonlar çıkıyor gitarlardan :)
bir de bi akustik var, jumbo akustik diyor. bakıyorum bakıyorum o kadar güzel gözüküyor ki, tam benlik, fisherman'ın en iyi preamplisini falan taktırmış, etrafına sedef yaptırmış, ağacın rengi,tonu , deseni falan süper.
ufaktan ufaktan arkadaş beni gazlamaya başladı, akustiği satayım sana, bak bu parya bunu bulamazsın, pazarlık mazarlık 400 dolara kadar düştü.
ya diyorum bu adam neden bunu 400 dolara satıyor, üstündeki preampli hemen hemen o kadar.
merakıma dayanamadım atladım gittim istanbula yanına.
neyse, gitarı getirdi kucağıma bi verdi.
abi ben 180 küsür adamım, 4/4 kontrabas çalıyorum, gitar kucağımda sağ elim tellere erişemedi. kolum gitarı kavrayamadı, gitmiş bu jumbo jumbo diye, 20 cm kasa kanlığı yaptırmış, yetmemiş bir de yüksekiğini de büyük yaptırmış.
7 yaşında çocuğun eline akustik gitar verilmiş gibi kaldım öyle :)
senelerce durdu o gitar, sonra ne yaptı bilmiyorum. gitar ortadan kayboldu hehehe
ton efsaneydi hakkaten, al gitarı çık sahneye, tesisata gerek yok, davulcuyu da bastırırsın, saksofuncuyu da ama 2 kişi lazım, bi kişi akor basarken ötekisi ritim atacak :D
0
Corrigan prefers beer
kursa gitmeden, evden olabildiğince almanca öğrenebileceğimiz platformlar neler?duolingo,memrise gibi şeyler istemiyorum. onlara alışamadım ben. youtube sayfası falan da olabilir. ingilizce seviyesi, advance
kursa gitmeden, evden olabildiğince almanca öğrenebileceğimiz platformlar neler?
duolingo,memrise gibi şeyler istemiyorum. onlara alışamadım ben.
youtube sayfası falan da olabilir.
ingilizce seviyesi, advance
duolingo,memrise gibi şeyler istemiyorum. onlara alışamadım ben.
youtube sayfası falan da olabilir.
ingilizce seviyesi, advance
0
Ranchoddas
merhaba herkese, benim merak ettiğim şey şu, ben bilgisayar mühendisi değilim ve kodlama bilgim de yok sayılır. kendi bilgisayarımdan coin mine edebilir miyim? ve nasıl yaparım?
merhaba herkese, benim merak ettiğim şey şu, ben bilgisayar mühendisi değilim ve kodlama bilgim de yok sayılır. kendi bilgisayarımdan coin mine edebilir miyim? ve nasıl yaparım?
0
imnotsureabout
sbcinsiyetinizi de belirtirseniz daha guzel olurhttps://www.brandroom.com.tr/adidas-originals-adidas-originals-spor-ayakkabi_428846?utm_source=criteo&utm_medium=cpc&utm_campaign=lowerfunnel&utm_content=Spor%20Ayakkabı
0
Önü o şekil bez olan ayakkabıları bi sevemedim. O yüzden pek hoşuma gitmedi. K
0
MtKrt
rusça öğrenmek istiyorum. kendi kendime öğrenebilir miyim? kursa da gidebilirim(tömer). Tömer vs MtKrt, hangisi daha sağlıklı olur ?
rusça öğrenmek istiyorum. kendi kendime öğrenebilir miyim? kursa da gidebilirim(tömer). Tömer vs MtKrt, hangisi daha sağlıklı olur ?
0
hangi kursa gidilir bilmiyorum ama kursa git. hatta özel ders al. rusça cins bir dil. horoşo yazıp haraşo okunan, sonra "ama biz de yazdığımız gibi okuyoruz canım" denilen garip ve cins bir dil bu. kurala uyan 1 kelimeye karşı kurala uymayan 10 kelime var. ondan git, kursa git.
0
şu kesinlikle olmaz, bu kesinlikle olmaz diye ahkam kesmek istemiyorum ama lisede yabancı dil okumuş; üniversitede ispanyol ve italyan edebiyatı bölümlerinde ders almış, rusça kursuna gitmiş, şimdi de rus dili ve edebiyatı bölümü öğrencisi olarak benim şahsi fikrim: rusça çelik gibi sinirler, inanılmaz bir disiplin ve üstün zeka yoksa kurssuz, hocasız öğrenilemez. ben bu aq diliyle 1 yılı aşkın süredir uğraşıyorum ve daha temelimin bile oturmadığını hissediyorum. bunu 5-6 sene kendi kendine rusça çalışmış, rusçaya çok büyük ilgi duyan, çocukluğundan beri rus hastası olan birisi olarak söylüyorum.
hepsinden önce rusçada ÇOK fazla istisna var. bir kelime 50 farklı şekilde çoğul olabiliyor. diyelim ki sen ağaç görüyorsun ve bunu söylemek istedin. "ağaç" kelimesini 1 ağaç görüyorsan farklı, 3 ağaç görüyorsan farklı, 9 ağaç görüyorsan farklı çekmek durumundasın. türkçede "ismin halleri" olarak bildiğimiz padejlerden rusçada 6 tane var. dolayısıyla genç adam, genç adamı, genç adamdan, genç adamla vs. gibi ifadeler hep farklı eklerle yapılıyor. bu konuda da istisnalar var: örneğin "amca/dayı" anlamına gelen dyadya kelimesi ve dede anlamına gelen "deduşka" kelimesi dişilmiş gibi çekilmesine rağmen önüne gelen ekler erilmiş gibi çekilir. "eril-dişil ne la" dersen rusçada cins ayrımı var: her kelime ya eril, ya dişil ya da nötrdür; çekimleri de buna göre değişir.
bu sadece temel düzeyde bilmen gerekenler. padejleri öğrendin diyelim. "size başarılar diliyorum" diyeceksin. türkçede "başarılar" kısmı -i halinde bulunur di mi? size ne(yi) diliyorum? başarıyı. rusçada, ingilizcede "genitive" olarak bilinen, türkçeye genelde "-in hali" olarak çevrilen formda kullanılır dilemek fiili: yani "size başarının diliyorum" demen gerekir. benzer şekilde, sormak fiili de -e haliyle (kime sormak?) değil -i haliyle (kimi sormak) kullanılır. "anton'a soru sordum" demek için "ya sprosil antona" dersin ama -a eki -i halinindir eril için, yani türkçe düşünecek olursan "anton'u sordum" gibi olur, halbuki bu cümleden çıkan anlam soruyu anton'a yönelttiğindir. "türkçe düşünmeyeceksiniz" diyorlar da o kolay değil işte, böyle yüzlerce-binlerce fiil var. paylaşmak fiili de "ile" haliyle kullanılır örneğin. facebook'ta bir şarkı paylaştıysan bunu gramer olarak "şarkıyı paylaştım" değil de "şarkıyla paylaştım" şeklinde kurman gerekir. vesaire.
böyle yazdım diye gözün korkmasın. iyi bir hoca bunların mantığını açıklar, kafana girmesine yardımcı olur. çok fazla istisnası olmasına karşın rusça aynı zamanda kurallı ve tahmin edilebilir bir dildir. sadece iki harfinden bir kelimenin anlamını çıkarman, çekimini hiç bilmediğin bir fiili önceki tecrübelerinden hareketle doğru çekebilmen mümkündür. basit bir örnek,
znat = bilmek (fiil)
znanie = bilgi-biliş (isim)
znakomıy = tanıdık (erkek) (duruma göre isim de olabilir sıfat da ama çekimi sıfatmış gibi yapılır hep)
znakomaya = tanıdık (kadın)
derjat = tutmak
pod = altında/alt/altı
podderjat = desteklemek (fiil)
podderjka = destek (isim)
vs.
türkiye'de rus dili ve edebiyatı bölümü mezunlarının dahi büyük bölümü rusçaya hakim değildir. olanları bir yere gelir, %70-80'i alâkasız işlere girer, kullanmadıkları için rusçaları da körelir. rusça bu konuda da çok nankör: devamlı ama devamlı pratik ister, çünkü çok fazla detay var ve bunları içselleştirmek yeterli değil, sürekli beslemek lazım.
yine basit bir örnek olsun, "andrey'i garda karşıladım" demek için bilmen gerekenler,
* eril ismin -i hali çekimi (andrey'i)
* gar kelimesiyle hangi edatın kullanıldığı (garDA demek için... V mi gelecek NA mı? ingilizcede at/in benzeri)
* gar kelimesinin -de hali eki. burada ayrı bir parantez açayım,
gar = vokzal
garda = na vokzale
AMA
meydan = ploşad
meydanda = na ploşadi
şehir = gorod
şehirde = v gorode
köprü = most
köprüde = na mostu
* karşılamak fiilinin birinci tekil şahıs geçmiş çekimi.
fiil demişken, rusçada fiiller çift olarak bulunur %90 oranda. türkçede genelde tamamlanmış/tamamlanmamış olarak geçer. sözgelimi birisi "ya çital gazetu" demişse, geçmişte herhangi bir zaman diliminde bir süre gazete okumuş olduğunu anlarsın. "ya proçital gazetu" dediğinde ise gazeteyi sonuna kadar okuyup bitirdiğini. bu çok temel ve basit bir örnek. ilerleyen zamanlarda ağlatıyor bu ayrım. her fiilden iki tane var, kullanılacakları yerler farklı ve çekimleri de farklı.
örneğin satın almak fiilini ele alalım. tamamlanmamış hali pokupat, tamamlanmış hali kupit.
"ben bu mağazadan sık sık alışveriş yaparım" diyeceksen, eylem süreklilik arz ettiği için pokupat fiilini kullanıp "ya çasto pokupayu v etom magazine" demen gerekir. (v etom magazine tam olarak "bu mağazada" demek; bizim -den/-dan kullandığımız yerde ruslar -de/-da kullanır)
pokupat fiilinin çekimi şöyledir,
ya pokupayu (ben alırım)
tı pokupaeş (sen alırsın)
on(a) pokupaet (o alır [on erkek, ona kadın için; ingilizcedeki he/she]
mı pokupaem (biz alırız)
vı pokupaete (siz alırsınız)
oni pokupayut (onlar alır)
bu "birinci çekim" olarak bilinen standart çekimdir. gelelim tamamlanmış hali olan "kupit" fiiline... tamamlanmış fiiller eylemin sonuna işaret ettiği için yalnızca geçmiş ve gelecek zamanda kullanılır, şimdiki zaman formu olmaz. "dün ekmek aldım" derken pokupat değil kupit kullanırsın; çünkü kısa süreli ve sonuçlanmış bir eylem. benzer şekilde, "dışarı çıkıp sigara alacağım" derken de "kupit" dersin. şimdiki zaman versiyonu olmadığı için kupit'i gelecek zamanda çekelim,
ya kuplyu (ben alacağım - aradan fırlayan l'ye dikkat)
tı kupiş (sen alacaksın - l kayboldu)
on/ona kupit (fiilin mastar halinde sonunda "yumuşatma işareti" olarak bilinen, tek başıana ses vermeyen bir zımbırtı olur. çekimli halinde o düşer. yani kupit-kupit olarak yazdığım iki şey aslında farklı)
mı kupim (biz alacağız)
vı kupite (siz alacaksınız)
oni kupyat (onlar alacaklar)
(ders) çalışmak, ezberlemek gibi anlamları olan "uçit" fiiline bakalım. kupit, uçit. benziyorlar di mi? nah. kupit'in "onlar" çekimi "kupyat" iken uçit'in "onlar" çekimi "uçyat" değil "uçat" oluyor.
"rusça öğrenebilir miyim?" soruna saçma bir rusça dersiyle cevap vermiş oldum ama ne kadar arıza bir dil olduğunu anlaman açısından fikir vermiştir diye umuyorum.
bunlar bir çırpıda aklıma gelen, hızlıca yazdığım şeyler. daha neler var. dom ev demek mesela. pered "ön/önü/önünde" demek. "evin önünde" demek istersen "pered domom" demen lazım; çünkü pered'den sonra gelen isim -ile halinde çekilir. benzer şekilde, yanında/yakınlarında anlamına gelen "okolo" kelimesini de -in hali takip etmelidir; bu yüzden "evin yakınında" diyeceksen, ev "dom" demek olduğu halde "okolo doma" demen gerekir. şeker sahar demek, -siz (ingilizcedeki without) ise bez demek. bez'i -in hali takip eder. bu yüzden "şekersiz" demek istiyorsan hop, bez sahara demen gerekir, bez sahar olmaz. "tı" sen demektir ama "sensiz" diyeceksen "bez tebya" olması gerekir.
şimdi işin komik tarafı geliyor... bunları ve daha fazlasını evde internetten çalışarak öğrenebileceğini düşünüyorsan; şu saydıklarım seni en fazla A1 seviyesinin sonuna getirecek.
uzun lafın kısası rusça sıkı bir disiplin, ciddi bir öğrenme isteği olmadan "iyi derecede" öğrenilmez bence. ben kursa tek kuruş para vermedim, rusça konuşulan ülkede bulunmadım, tamamen kitaplardan ve internetteki kaynaklardan faydalanarak B2-C1 seviyesine geldim, akıcı olmasa bile rahat iletişim kurabiliyor ve okuduğumun/duyduğumun %80-90'ını anlıyorum diyen varsa gelsin anlatsın sırrını, biz de nasiplenelim. ben öyle birini ne gördüm, ne de duydum.
***
son olarak şunu da eklemek isterim ki bu yazdıklarım moralini bozmasın. rusça öğrenilmeyecek bir dil değil. öyle olsa bizim hocalarımız konuşamazdı, bilmezdi. sadece şu var: gerçekten zor bir dil ve öyle heves olsun, hobi olsun diye yapılacak bir iş değil. ben cidden öğrenmek istiyorum, bu dile de kültüre de hastayım, kolumu kesseler kanım kırmızı-mavi-beyaz akar, sovyet marşı dinlemeden güne başlayamam diyorsan git bir kursa ve yardır. ama karı kıza şekil olsun diye yapıyorsan hiç mi hiç bulaşma; italyanca ve ispanyolca gramer olarak çok daha kolay, hızlı aşama kaydedebileceğin diller. bu konuda mütevazı olmayacağım açıkçası, bana hep söylenir dil öğrenme konusunda çok yetenekli olduğum. 1 sene geçti ve iki kelimeyi bir araya getirirken hala elim ayağıma dolaşıyor. rusça böyle bir dil. bunu bilerek başlarsan motivasyonun da kırılmaz, devam edersin. 6 ay sonra çatır çatır konuşacak hale gelmeyi planlıyorsan, bu iş için haftada en azından 8-10 saat ayıramayacaksan ve uzun vadede rusçayı aktif olarak kullanmayacaksan vakit kaybı. unutursun. ben bir haftalık okul tatilinden bile aptal gibi dönmüştüm. çok çabuk gidiyor.
hepsinden önce rusçada ÇOK fazla istisna var. bir kelime 50 farklı şekilde çoğul olabiliyor. diyelim ki sen ağaç görüyorsun ve bunu söylemek istedin. "ağaç" kelimesini 1 ağaç görüyorsan farklı, 3 ağaç görüyorsan farklı, 9 ağaç görüyorsan farklı çekmek durumundasın. türkçede "ismin halleri" olarak bildiğimiz padejlerden rusçada 6 tane var. dolayısıyla genç adam, genç adamı, genç adamdan, genç adamla vs. gibi ifadeler hep farklı eklerle yapılıyor. bu konuda da istisnalar var: örneğin "amca/dayı" anlamına gelen dyadya kelimesi ve dede anlamına gelen "deduşka" kelimesi dişilmiş gibi çekilmesine rağmen önüne gelen ekler erilmiş gibi çekilir. "eril-dişil ne la" dersen rusçada cins ayrımı var: her kelime ya eril, ya dişil ya da nötrdür; çekimleri de buna göre değişir.
bu sadece temel düzeyde bilmen gerekenler. padejleri öğrendin diyelim. "size başarılar diliyorum" diyeceksin. türkçede "başarılar" kısmı -i halinde bulunur di mi? size ne(yi) diliyorum? başarıyı. rusçada, ingilizcede "genitive" olarak bilinen, türkçeye genelde "-in hali" olarak çevrilen formda kullanılır dilemek fiili: yani "size başarının diliyorum" demen gerekir. benzer şekilde, sormak fiili de -e haliyle (kime sormak?) değil -i haliyle (kimi sormak) kullanılır. "anton'a soru sordum" demek için "ya sprosil antona" dersin ama -a eki -i halinindir eril için, yani türkçe düşünecek olursan "anton'u sordum" gibi olur, halbuki bu cümleden çıkan anlam soruyu anton'a yönelttiğindir. "türkçe düşünmeyeceksiniz" diyorlar da o kolay değil işte, böyle yüzlerce-binlerce fiil var. paylaşmak fiili de "ile" haliyle kullanılır örneğin. facebook'ta bir şarkı paylaştıysan bunu gramer olarak "şarkıyı paylaştım" değil de "şarkıyla paylaştım" şeklinde kurman gerekir. vesaire.
böyle yazdım diye gözün korkmasın. iyi bir hoca bunların mantığını açıklar, kafana girmesine yardımcı olur. çok fazla istisnası olmasına karşın rusça aynı zamanda kurallı ve tahmin edilebilir bir dildir. sadece iki harfinden bir kelimenin anlamını çıkarman, çekimini hiç bilmediğin bir fiili önceki tecrübelerinden hareketle doğru çekebilmen mümkündür. basit bir örnek,
znat = bilmek (fiil)
znanie = bilgi-biliş (isim)
znakomıy = tanıdık (erkek) (duruma göre isim de olabilir sıfat da ama çekimi sıfatmış gibi yapılır hep)
znakomaya = tanıdık (kadın)
derjat = tutmak
pod = altında/alt/altı
podderjat = desteklemek (fiil)
podderjka = destek (isim)
vs.
türkiye'de rus dili ve edebiyatı bölümü mezunlarının dahi büyük bölümü rusçaya hakim değildir. olanları bir yere gelir, %70-80'i alâkasız işlere girer, kullanmadıkları için rusçaları da körelir. rusça bu konuda da çok nankör: devamlı ama devamlı pratik ister, çünkü çok fazla detay var ve bunları içselleştirmek yeterli değil, sürekli beslemek lazım.
yine basit bir örnek olsun, "andrey'i garda karşıladım" demek için bilmen gerekenler,
* eril ismin -i hali çekimi (andrey'i)
* gar kelimesiyle hangi edatın kullanıldığı (garDA demek için... V mi gelecek NA mı? ingilizcede at/in benzeri)
* gar kelimesinin -de hali eki. burada ayrı bir parantez açayım,
gar = vokzal
garda = na vokzale
AMA
meydan = ploşad
meydanda = na ploşadi
şehir = gorod
şehirde = v gorode
köprü = most
köprüde = na mostu
* karşılamak fiilinin birinci tekil şahıs geçmiş çekimi.
fiil demişken, rusçada fiiller çift olarak bulunur %90 oranda. türkçede genelde tamamlanmış/tamamlanmamış olarak geçer. sözgelimi birisi "ya çital gazetu" demişse, geçmişte herhangi bir zaman diliminde bir süre gazete okumuş olduğunu anlarsın. "ya proçital gazetu" dediğinde ise gazeteyi sonuna kadar okuyup bitirdiğini. bu çok temel ve basit bir örnek. ilerleyen zamanlarda ağlatıyor bu ayrım. her fiilden iki tane var, kullanılacakları yerler farklı ve çekimleri de farklı.
örneğin satın almak fiilini ele alalım. tamamlanmamış hali pokupat, tamamlanmış hali kupit.
"ben bu mağazadan sık sık alışveriş yaparım" diyeceksen, eylem süreklilik arz ettiği için pokupat fiilini kullanıp "ya çasto pokupayu v etom magazine" demen gerekir. (v etom magazine tam olarak "bu mağazada" demek; bizim -den/-dan kullandığımız yerde ruslar -de/-da kullanır)
pokupat fiilinin çekimi şöyledir,
ya pokupayu (ben alırım)
tı pokupaeş (sen alırsın)
on(a) pokupaet (o alır [on erkek, ona kadın için; ingilizcedeki he/she]
mı pokupaem (biz alırız)
vı pokupaete (siz alırsınız)
oni pokupayut (onlar alır)
bu "birinci çekim" olarak bilinen standart çekimdir. gelelim tamamlanmış hali olan "kupit" fiiline... tamamlanmış fiiller eylemin sonuna işaret ettiği için yalnızca geçmiş ve gelecek zamanda kullanılır, şimdiki zaman formu olmaz. "dün ekmek aldım" derken pokupat değil kupit kullanırsın; çünkü kısa süreli ve sonuçlanmış bir eylem. benzer şekilde, "dışarı çıkıp sigara alacağım" derken de "kupit" dersin. şimdiki zaman versiyonu olmadığı için kupit'i gelecek zamanda çekelim,
ya kuplyu (ben alacağım - aradan fırlayan l'ye dikkat)
tı kupiş (sen alacaksın - l kayboldu)
on/ona kupit (fiilin mastar halinde sonunda "yumuşatma işareti" olarak bilinen, tek başıana ses vermeyen bir zımbırtı olur. çekimli halinde o düşer. yani kupit-kupit olarak yazdığım iki şey aslında farklı)
mı kupim (biz alacağız)
vı kupite (siz alacaksınız)
oni kupyat (onlar alacaklar)
(ders) çalışmak, ezberlemek gibi anlamları olan "uçit" fiiline bakalım. kupit, uçit. benziyorlar di mi? nah. kupit'in "onlar" çekimi "kupyat" iken uçit'in "onlar" çekimi "uçyat" değil "uçat" oluyor.
"rusça öğrenebilir miyim?" soruna saçma bir rusça dersiyle cevap vermiş oldum ama ne kadar arıza bir dil olduğunu anlaman açısından fikir vermiştir diye umuyorum.
bunlar bir çırpıda aklıma gelen, hızlıca yazdığım şeyler. daha neler var. dom ev demek mesela. pered "ön/önü/önünde" demek. "evin önünde" demek istersen "pered domom" demen lazım; çünkü pered'den sonra gelen isim -ile halinde çekilir. benzer şekilde, yanında/yakınlarında anlamına gelen "okolo" kelimesini de -in hali takip etmelidir; bu yüzden "evin yakınında" diyeceksen, ev "dom" demek olduğu halde "okolo doma" demen gerekir. şeker sahar demek, -siz (ingilizcedeki without) ise bez demek. bez'i -in hali takip eder. bu yüzden "şekersiz" demek istiyorsan hop, bez sahara demen gerekir, bez sahar olmaz. "tı" sen demektir ama "sensiz" diyeceksen "bez tebya" olması gerekir.
şimdi işin komik tarafı geliyor... bunları ve daha fazlasını evde internetten çalışarak öğrenebileceğini düşünüyorsan; şu saydıklarım seni en fazla A1 seviyesinin sonuna getirecek.
uzun lafın kısası rusça sıkı bir disiplin, ciddi bir öğrenme isteği olmadan "iyi derecede" öğrenilmez bence. ben kursa tek kuruş para vermedim, rusça konuşulan ülkede bulunmadım, tamamen kitaplardan ve internetteki kaynaklardan faydalanarak B2-C1 seviyesine geldim, akıcı olmasa bile rahat iletişim kurabiliyor ve okuduğumun/duyduğumun %80-90'ını anlıyorum diyen varsa gelsin anlatsın sırrını, biz de nasiplenelim. ben öyle birini ne gördüm, ne de duydum.
***
son olarak şunu da eklemek isterim ki bu yazdıklarım moralini bozmasın. rusça öğrenilmeyecek bir dil değil. öyle olsa bizim hocalarımız konuşamazdı, bilmezdi. sadece şu var: gerçekten zor bir dil ve öyle heves olsun, hobi olsun diye yapılacak bir iş değil. ben cidden öğrenmek istiyorum, bu dile de kültüre de hastayım, kolumu kesseler kanım kırmızı-mavi-beyaz akar, sovyet marşı dinlemeden güne başlayamam diyorsan git bir kursa ve yardır. ama karı kıza şekil olsun diye yapıyorsan hiç mi hiç bulaşma; italyanca ve ispanyolca gramer olarak çok daha kolay, hızlı aşama kaydedebileceğin diller. bu konuda mütevazı olmayacağım açıkçası, bana hep söylenir dil öğrenme konusunda çok yetenekli olduğum. 1 sene geçti ve iki kelimeyi bir araya getirirken hala elim ayağıma dolaşıyor. rusça böyle bir dil. bunu bilerek başlarsan motivasyonun da kırılmaz, devam edersin. 6 ay sonra çatır çatır konuşacak hale gelmeyi planlıyorsan, bu iş için haftada en azından 8-10 saat ayıramayacaksan ve uzun vadede rusçayı aktif olarak kullanmayacaksan vakit kaybı. unutursun. ben bir haftalık okul tatilinden bile aptal gibi dönmüştüm. çok çabuk gidiyor.
0
Ingilizce bile bana çok zor bir dil olarak geliyor. Sizce İngilizce mi daha zor Rusça mı hiçbir dil bilmeyen bir Türk için?
0
@siyah giyen adam, tabii ki tartışmasız rusça. ingilizce biliyorum, benim için de rusça ingilizceden çok daha zor. gelgelelim ingilizce bilmenin rusçada büyük avantajları olabiliyor. "relative clause" dediğimiz konuyu iyi bilen birisi, rusçada kompleks cümleleri rahatlıkla kurabilir mesela. sözlükteki bir entry'mden örnek vereyim,
i know where you live = ya znayu gde tı jivyoş
kelime dizilimine kadar tamamen aynı. rusçada işin içine çekim de giriyor ama bu seviyeye gelene kadar onları zaten öğrenmiş oluyorsun. benzer kelimeler de çok. televizyon rusçada televizor mesela. deney, eksperiment. sinir (vücuttaki) ingilizcede nerve, rusçada nerv. uzay "kosmos". eşsiz anlamına gelen sıfat "unikalniy" (unique). böyle uzar gider liste, çok fazla şey var. yine aynı şekilde almancadan kelimeler var. sandalye stul demek. almancada stuhl. almancada amaç/hedef anlamlarına gelen "ziel" kelimesi rusçada aynı anlamla "tsel" şeklinde mevcut, okunuşları oldukça benzer. semaver, divan, çay, bilet gibi türkçeyle ortak kelimeler de var. patlıcana baklajan derler mesela. ben o tarafları bilmiyorum ama erzurum'da bardak için "stakan", patates için "karto" ile başlayan bi' kelime kullanıldığını söylemişlerdi bana. rusçada stakan bardak demek. patates de kartofel, kartoşka.
velhasıl ingilizce veya almanca altyapısı rusça öğrenirken işi kolaylaştırır ama hangisi daha zor dersen tartışmasız rusça. almancadan da, ingilizceden de zor. ben almanca öğrenmeye rusçadan sonra başladım mesela çünkü almancada milletin anasını ağlatan dativ-akkusativ-genitiv-nominativ dörtlüsü çok daha ağır bir biçimde, iki ekle birlikte (bulunma hali ve "ile" hali) rusçada mevcut. rusçadaki çekimleri gördükten sonra "der mann"ın "den mann"a dönüşmesi pek kafa karıştırıcı gelmiyor açıkçası :)
i know where you live = ya znayu gde tı jivyoş
kelime dizilimine kadar tamamen aynı. rusçada işin içine çekim de giriyor ama bu seviyeye gelene kadar onları zaten öğrenmiş oluyorsun. benzer kelimeler de çok. televizyon rusçada televizor mesela. deney, eksperiment. sinir (vücuttaki) ingilizcede nerve, rusçada nerv. uzay "kosmos". eşsiz anlamına gelen sıfat "unikalniy" (unique). böyle uzar gider liste, çok fazla şey var. yine aynı şekilde almancadan kelimeler var. sandalye stul demek. almancada stuhl. almancada amaç/hedef anlamlarına gelen "ziel" kelimesi rusçada aynı anlamla "tsel" şeklinde mevcut, okunuşları oldukça benzer. semaver, divan, çay, bilet gibi türkçeyle ortak kelimeler de var. patlıcana baklajan derler mesela. ben o tarafları bilmiyorum ama erzurum'da bardak için "stakan", patates için "karto" ile başlayan bi' kelime kullanıldığını söylemişlerdi bana. rusçada stakan bardak demek. patates de kartofel, kartoşka.
velhasıl ingilizce veya almanca altyapısı rusça öğrenirken işi kolaylaştırır ama hangisi daha zor dersen tartışmasız rusça. almancadan da, ingilizceden de zor. ben almanca öğrenmeye rusçadan sonra başladım mesela çünkü almancada milletin anasını ağlatan dativ-akkusativ-genitiv-nominativ dörtlüsü çok daha ağır bir biçimde, iki ekle birlikte (bulunma hali ve "ile" hali) rusçada mevcut. rusçadaki çekimleri gördükten sonra "der mann"ın "den mann"a dönüşmesi pek kafa karıştırıcı gelmiyor açıkçası :)
0
Doktora danışmanım kendi kendine öğrenmiş. Matematik kitaplarını rahat okuyorum konuşmalarında belli bir kısmını anlayabiliyorum demişti. yani yapılabilecek birşey. tabi bu senin dil öğrenmeye yatkınlığına bağlı. ben şahsen kendi kendime öğrenemezdim.
0
Bir ara merak salmıştım Rusçaya. Sonradan sıkıcı gelmeye başladı. O yüzden devam etmedim. Kendi kendine öğrenebilir misin bilmiyorum ama ders alarak başlamak daha sağlıklı. İstanbul'daysan İSMEK kursları var. Orayı bir dene. Belki sonraki aşamalarda kendin kitap okuyarak geliştirirsin.
0
der meister pırıl pırıl açıklamış, üstüne fazla söze gerek yok ama bi başla gör bakalım. yalnızca akıcı kiril okuyup el yazısıyla yazabilmek için bile biraz çaba harcanabileceğini düşünüyorum. dünyanın coğrafi anlamda üçte birinde konuşulan bir dil, bu kadarı hatır için yapılabilir. bir hayli algı ve bakış açısı sağlıyor. ben çok disiplinli azeri bir hocanın kursuna katılarak (ve hiç ekstra çaba sarf etmeyerek) iki ayda öğrenebildim bu kadarını. üstüne bir üç ay da gramer ve kontekstin günümüzde köpek maması üretim sanayii mi puşkin'in aşk mektupları mı olduğunu ayırt edebilmek sürdü. hoca sağolsun çok iyiydi ama benim motivasyon böyle bir dil için yetersizdi gerçekten.
0
Amaranta ursula
MerhabalarKendisinin düşüncesini, anlayışını ve felsefesini iyice anlayip özümsemek icin hangi kitabından başlanmalı? Birçok kitabı konferans kayıtlarinin derlenmesiyle oluşturulmuş. Dine karşı din ile okumaya başladım okurken ben niye bu kitabi ödünç aldim ki derhal kendim için satın almalıyım sek
Merhabalar
Kendisinin düşüncesini, anlayışını ve felsefesini iyice anlayip özümsemek icin hangi kitabından başlanmalı? Birçok kitabı konferans kayıtlarinin derlenmesiyle oluşturulmuş.
Dine karşı din ile okumaya başladım okurken ben niye bu kitabi ödünç aldim ki derhal kendim için satın almalıyım seklinde hayıflanmalarla okuduğum, allah' ım ne olur aklımdan hemen uçup gitmesin bu düşünceler diye dua ettiğim bir kitaptı. Ama gelin görün ki aldığım notlar da olmasa unutacağim tamamen. Dolayısıyla bak bununla başla sonra bunlarla devam et dediğiniz kitap isimlerini yazabilir misiniz?
Elimde şu an Biz ve İkbal kitabı var. Biraz başladiktan sonra Muhammed İkbal 'i ilk kez duyan biri (evet utaniyorum )bu kitapla başlasin mı diye kararsız kaldım.
Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
Kendisinin düşüncesini, anlayışını ve felsefesini iyice anlayip özümsemek icin hangi kitabından başlanmalı? Birçok kitabı konferans kayıtlarinin derlenmesiyle oluşturulmuş.
Dine karşı din ile okumaya başladım okurken ben niye bu kitabi ödünç aldim ki derhal kendim için satın almalıyım seklinde hayıflanmalarla okuduğum, allah' ım ne olur aklımdan hemen uçup gitmesin bu düşünceler diye dua ettiğim bir kitaptı. Ama gelin görün ki aldığım notlar da olmasa unutacağim tamamen. Dolayısıyla bak bununla başla sonra bunlarla devam et dediğiniz kitap isimlerini yazabilir misiniz?
Elimde şu an Biz ve İkbal kitabı var. Biraz başladiktan sonra Muhammed İkbal 'i ilk kez duyan biri (evet utaniyorum )bu kitapla başlasin mı diye kararsız kaldım.
Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
hangi kitabıyla başlanır ben de bilemedim. ben bodoslama daldıydım. ikbal'i tanımazken biz ve ikbal'i okuma ama. hoş, mevlana'yı biliyorsan ikbal'in yarısını öğrenmiş oluyorsun zaten ama gene de başka herhangi bir şeye gir. zaten 2. kitap bitince adamın fikrini azdan çoktan çözmüş olacaksın.
özet geçiyorum: sosyalist ekonomi iyidir, islam bunu va'zeder, şia asıl tatlı olandır, kadını madını siktiret ama o kadar da siktir etme, ayetleri de gerektiğince büyük veya görmezden gel.
özet geçiyorum: sosyalist ekonomi iyidir, islam bunu va'zeder, şia asıl tatlı olandır, kadını madını siktiret ama o kadar da siktir etme, ayetleri de gerektiğince büyük veya görmezden gel.
0
muricosta
Selamlar,Bu soruyu gecmiste aradim ama bulamadim.Yuksek'e kayitliyim ama hicbir derse gitmedim ve hepsinden kaldim. Ilk donem bitti. Simdi atilir miyim, yoksa ne zamana kadar atilmadan devam edebilirim? Askerlik tecili bu durumda nasil degisir? Su anda 2020'ye kadar tecilli.
Selamlar,
Bu soruyu gecmiste aradim ama bulamadim.
Yuksek'e kayitliyim ama hicbir derse gitmedim ve hepsinden kaldim. Ilk donem bitti. Simdi atilir miyim, yoksa ne zamana kadar atilmadan devam edebilirim?
Askerlik tecili bu durumda nasil degisir? Su anda 2020'ye kadar tecilli.
Bu soruyu gecmiste aradim ama bulamadim.
Yuksek'e kayitliyim ama hicbir derse gitmedim ve hepsinden kaldim. Ilk donem bitti. Simdi atilir miyim, yoksa ne zamana kadar atilmadan devam edebilirim?
Askerlik tecili bu durumda nasil degisir? Su anda 2020'ye kadar tecilli.
0
3 sene mi 4 sene mi ne limit koymuşlardı bir ara. her iki durumda da ilk dönemin sonunda atılmazsın. ikinci sene sonunda sıkıntı olur ama bence. dersler 1-1.5 sene sürüyor, bizim hocalar da cins olduğundan 2 ayda yazılacak şeyi 12 ayda yazmanı istiyor. ona göre planla programla sonrasını.
0
valarmurgulis
Vodafondan günlük en az 10 15 tane şu mesajdan geliyor.5190 tek kullanımlık şifrenizi web sayfasındaki alana girerek Digital Hub hizmeti icin servis aboneliğinizi bşlatabilirsiniz. Abonelik ucreti Aylık vergiler dahil 56 TL olarak bakiyenizden düşülecektir. PAYGURU MH 0850 210 76 34 & Vodafone MH 5
Vodafondan günlük en az 10 15 tane şu mesajdan geliyor.
5190 tek kullanımlık şifrenizi web sayfasındaki alana girerek Digital Hub hizmeti icin servis aboneliğinizi bşlatabilirsiniz. Abonelik ucreti Aylık vergiler dahil 56 TL olarak bakiyenizden düşülecektir. PAYGURU MH 0850 210 76 34 & Vodafone MH 542 B003
Payguruyu aradım vodafonu arayın diyor. Vodafone yi arıyorum müşteri hizmetlerine bağlanamıyorum. Ne yapayım?
5190 tek kullanımlık şifrenizi web sayfasındaki alana girerek Digital Hub hizmeti icin servis aboneliğinizi bşlatabilirsiniz. Abonelik ucreti Aylık vergiler dahil 56 TL olarak bakiyenizden düşülecektir. PAYGURU MH 0850 210 76 34 & Vodafone MH 542 B003
Payguruyu aradım vodafonu arayın diyor. Vodafone yi arıyorum müşteri hizmetlerine bağlanamıyorum. Ne yapayım?
0
haha yalnız değil mişim:) 1-2 ay önce en az 100 tane geliyordu günde. şimdi bana da o kadar geliyor. ben de çözümünü bulamadım.
0
yeopgijeogin geunyeo
amazon kindle, nook, kobo gibi farklı markalar var. hangisi almak daha iyi ? ben illegal adamım arkadaş! en illegali hangisi bunların? amazon kindle'da internetten indirdiğiniz ücretsiz bir kitabı yükleyebiliyor musunuz? yoksa app store gibi sadece amazonun kaynağından mı indirmek zorundayız? çok ya
amazon kindle, nook, kobo gibi farklı markalar var. hangisi almak daha iyi ? ben illegal adamım arkadaş! en illegali hangisi bunların?
amazon kindle'da internetten indirdiğiniz ücretsiz bir kitabı yükleyebiliyor musunuz? yoksa app store gibi sadece amazonun kaynağından mı indirmek zorundayız? çok yabancıyım bu işlere
amazon kindle'da internetten indirdiğiniz ücretsiz bir kitabı yükleyebiliyor musunuz? yoksa app store gibi sadece amazonun kaynağından mı indirmek zorundayız? çok yabancıyım bu işlere
0
kobo touch sahibiyim 2-3 senedir calibre + kobo = $ukela. tek tavsiyem isikli almaniz.
0
Pwnography'nin dediği gibi ışıklı olsun kesinlikle. Kindle paperwhite kullanıyorum bir süredir ve çok memnunum.
İnternette bulunan epub formatlı kitaplar yüklenebiliyor hepsine.
İnternette bulunan epub formatlı kitaplar yüklenebiliyor hepsine.
0
kobo aura edition 2 öneririm, her türlü illegal yola geliyor, aydınlatması da var. kindle'ın aydınlatması olmayan modeliyle aynı fiyatta, ben n11'den 2 hafta önce 386 tl'ye aldım.
0
markaların farklarından anlamam. bende kindle'ın en ucuz olanı var, yapamadığı bir şey yok (pdf okutmamak dışında ki bu her reader'ın ortak sorunu).
arka aydınlatmayı siktiret. durduk yere iki kat para ödüyorsun. gece, karanlık odada okumayacaksan arka aydınlatmanın zerrece bir olayı yok. karanlıkta çok okuyorsan bir kitap ışığı al 5 liraya, klipsli olanlardan, 250 lira cebine kalsın. gereksiz masraf amk. millet bir bokmuş gibi anlatıyor ama ne işte kullandığını söyleyebilen yok.
kindle'a her türlü illegal kitabı yüklüyorum. orijinal kitap yok bende :D libgen candır diye geziyorum ortada. sorun yok o konuda.
arka aydınlatmayı siktiret. durduk yere iki kat para ödüyorsun. gece, karanlık odada okumayacaksan arka aydınlatmanın zerrece bir olayı yok. karanlıkta çok okuyorsan bir kitap ışığı al 5 liraya, klipsli olanlardan, 250 lira cebine kalsın. gereksiz masraf amk. millet bir bokmuş gibi anlatıyor ama ne işte kullandığını söyleyebilen yok.
kindle'a her türlü illegal kitabı yüklüyorum. orijinal kitap yok bende :D libgen candır diye geziyorum ortada. sorun yok o konuda.
0
kindle paperwhite al (ışıklı olan modl bu). ışıklı olana ihtiyacın yok diyenleri hiç sallama. her gece yaklaşık üç saat kitap okuyorum ve saçma sapan kitap okuma ışığı vs uğraşmaktansa hayat boyu kullanacağım ışıklı fıstık gibi bir cihaz kullanmayı bin kere tercih ederim.
0
türkiyede en kolayı d&r'da satılan kobo.
ücretsiz pdf, epub her indirdiğini yüklersin. no problem. bilgisayarındaki klasöre dosya atar gibi kitap atabilirsin.
ücretsiz pdf, epub her indirdiğini yüklersin. no problem. bilgisayarındaki klasöre dosya atar gibi kitap atabilirsin.
0
Kobo almıştım geçen sene kendi kendine bozuldu yakın zamanda. Kobo'nun D&R dışında servisi olmayışı çok can sıkıcı haberiniz olsun.
0
Işığa gerek yok diyen fakirleri ciddiye alma, Kindle Paperwhite al keyfine bak. Çevirme olayı da kullanıcıyı ilgilendirmiyor, Calibre'yi bir kere ayarlıyorsun atarken otomatik çeviriyor zaten epub'dan mobi'ye, beş saniyelik bir iş.
0
Kindle Paperwhite kullanıyorum.
Işık çok önemli. Kendinizi ne durumda bulacağınızı bilemezsiniz, yanınızdaki uyumak ister, siz okumak. Otobüste uçakta seyahat ediyor olursunuz, ekleme olan ışık parlar, rahatsız eder. Güneş parlar, sahilde vs okuyamazsınız. Kısaca önemli. Ayrıca gözlerinizde bir problem varsa, misal ben normalden biraz daha parlak ışık olmayınca çok zor görüyorum, ihtiyacınıza göre ışığın miktarını ayarlayabiliyorsunuz. Saatlerce okusanız da göz yormuyor böylece.
Ben illegal değil de, direkt Amazon'dan ücretiyle alıyorum kitapları. Ama internetten indirdiklerini okuyan çok kişi de biliyorum. Keyfinize ve tercihinize göre yani.
Edit: Türkçe ve Kindle olayını bilmiyorum ama. Yabancı dilde okuyacaksanız kesin kindle.
Işık çok önemli. Kendinizi ne durumda bulacağınızı bilemezsiniz, yanınızdaki uyumak ister, siz okumak. Otobüste uçakta seyahat ediyor olursunuz, ekleme olan ışık parlar, rahatsız eder. Güneş parlar, sahilde vs okuyamazsınız. Kısaca önemli. Ayrıca gözlerinizde bir problem varsa, misal ben normalden biraz daha parlak ışık olmayınca çok zor görüyorum, ihtiyacınıza göre ışığın miktarını ayarlayabiliyorsunuz. Saatlerce okusanız da göz yormuyor böylece.
Ben illegal değil de, direkt Amazon'dan ücretiyle alıyorum kitapları. Ama internetten indirdiklerini okuyan çok kişi de biliyorum. Keyfinize ve tercihinize göre yani.
Edit: Türkçe ve Kindle olayını bilmiyorum ama. Yabancı dilde okuyacaksanız kesin kindle.
0
tüm tavsiyeler için teşekkürler. kobo aura one dikkatimi çekti. ekranı büyük sonra ışıklandırması var. kindle oasis de güzel ama amazon türkiye'ye göndermiyor. yalnız tek aklıma takılan bu iki modelde de paperwhite özelliği yok yani o klasik hafif eski, sarımtırak bir sayfa rengi var. ne dersiniz? kobo aura one iyi bir tercih midir?
edit: pardon renk oasis'de de beyaz galiba.
edit: pardon renk oasis'de de beyaz galiba.
0
baldur2
seri olarak ne onerebilirsiniz? harry potter, tolkien romanlari ve game of thrones haricinde. son donem de olabilir.
seri olarak ne onerebilirsiniz? harry potter, tolkien romanlari ve game of thrones haricinde. son donem de olabilir.
0
Zaman çarkı serisi var efsane ama tamamlanamadan yazarı öldü.
Stephen King'in kara kule serisi var.
Stephen King'in kara kule serisi var.
0
ejderha mızrağı - çok fazla kitabı var, sıralama konusunda yardımcı olabilirim istersen
unutulmuş diyarlar
kara kule
unutulmuş diyarlar
kara kule
0
ursula k. leguin. muhteşem bir ablamız. yerdeniz serisi (beşleme oldu). muhteşem bir yapıt.
0
6, yerdeniz öyküleri kitabı var bir de. hatta bu 5 sayılıyor öteki rüzgar ise 6.
0
belgariad diye bi seri var 5 kitaplık. harry potter'ın azını kırar. çok beğenmiştim.
0
benoyledemekistemedim
Apartman toplantısında gece sifon çekildiği için rahatsız olup şiir yazamayan bir şair vardı...var mı buldurabilecek olan o karikatürü
Apartman toplantısında gece sifon çekildiği için rahatsız olup şiir yazamayan bir şair vardı...var mı buldurabilecek olan o karikatürü
0
salahaddin
Arkadaşlar diyelim ki çalışıyorsunuz evlisiniz. Diyelim ki Türkiye şartlarında karı koca 10 bin lira kazaniyorsunuz. Kira ödüyorsunuz sabit. Çocuklarınız var ama özel okula vermiyorsunuz.Peki bu aile kazancını napsa iyi? 5-6 bin lira artırıyor aile. Arabaları eski sizce onu yenilesinler mı yoksa ara
Arkadaşlar diyelim ki çalışıyorsunuz evlisiniz. Diyelim ki Türkiye şartlarında karı koca 10 bin lira kazaniyorsunuz. Kira ödüyorsunuz sabit. Çocuklarınız var ama özel okula vermiyorsunuz.
Peki bu aile kazancını napsa iyi? 5-6 bin lira artırıyor aile. Arabaları eski sizce onu yenilesinler mı yoksa araba gittiği yere kadar gidip birikim mi yapsınlar?
Bi de biriktirip napsinlar?
Erkek tarafı kurtlaniyor iyi bi araba almak için :)
Peki bu aile kazancını napsa iyi? 5-6 bin lira artırıyor aile. Arabaları eski sizce onu yenilesinler mı yoksa araba gittiği yere kadar gidip birikim mi yapsınlar?
Bi de biriktirip napsinlar?
Erkek tarafı kurtlaniyor iyi bi araba almak için :)
0
geçen yıl ocak ayında 60bin olan ""0"" araç bu yıl ocak ayında 85-90bin tl. erkek kurtlanmakta haklı böyle bir ülkede.
0
ev alsınlar niye ev almıyolar? ev alsalar kiradan kurtulurlar bir, ikincisi evlerini istedikleri ve beğendikleri şekilde seçebilirler ve düzenleyebilirler.
1 sene birikim yapıp yüzde 25 ini falan tamamladıktan sonra, aldıkları eve bence 3000 tl ödesinler her ay, geriye kalan 3 bini de değerlendirsinler, belki ilerde ev borcu bitmeden de araba alırlar beli, ara ödeme yaparlar 1 2 senelerini rahatlatırlar.
ev yatırım aracı değildir, sürekli eskir, kiracısı sorun çıkartır, o olur bu olur, ev eğer oturulcaksa alınır? uzun bi araştırma süreci gerektirir.
1 sene birikim yapıp yüzde 25 ini falan tamamladıktan sonra, aldıkları eve bence 3000 tl ödesinler her ay, geriye kalan 3 bini de değerlendirsinler, belki ilerde ev borcu bitmeden de araba alırlar beli, ara ödeme yaparlar 1 2 senelerini rahatlatırlar.
ev yatırım aracı değildir, sürekli eskir, kiracısı sorun çıkartır, o olur bu olur, ev eğer oturulcaksa alınır? uzun bi araştırma süreci gerektirir.
0
Ev alıp gencliklerini de borc ödemek için geçirmek istemiyorlar. Hayat sıkınca iyice zor gelir yaşamak nefes almak diye düşünüyorlar.
Erkek kurtlanip 3 4 yaşında bi araba alıp o defteri kapatalım sonra gezelim kafasında.
Erkek kurtlanip 3 4 yaşında bi araba alıp o defteri kapatalım sonra gezelim kafasında.
0
Bence araba alsınlar hayata bi daha mı gelecekler :) bu da benim fikrim :)
0
araba ne kadar eski o önemli. ne kadar sorun çıkarttığı da önemli.
ama en iyi yatırım evdir bana göre. araba 2. planda kalır.
ama en iyi yatırım evdir bana göre. araba 2. planda kalır.
0
Altın alsınlar bankaya falan da koymasınlar. Arabayı gittiği yere kadar kullansınlar, tabi aşırıya kaçmadan. Bakımlarını düzenli yaptırsınlar. Hayat sigortası da yaptırsınlar çocuklar için.
0
"Param var fazla arabayı mı yenilesem?" Şeklinde cereyan eden düşünceler silsilesi. Kendimden biliyorum hehe.
Yalnız değilsin. *swh* ama tek kişinin isteği değil, çift kararı olmalı. Aile olmak ihtiyatlılık gerektirir; birlikte karar almalısınız.
Yalnız değilsin. *swh* ama tek kişinin isteği değil, çift kararı olmalı. Aile olmak ihtiyatlılık gerektirir; birlikte karar almalısınız.
0
kirada oturan bir ailenin yeni araba alması ne saçma. üstelik elinde halihazırda bir araba varken.
önceliğiniz ev olmalı. on sene sonra ne olacağı hiç belli olmaz.
çok uzun gibi görünse de aslında kısa bir zaman on sene.
yerinizde olsam öncelikle ev alırdım. çünkü düzenli bir hayatınız var ve kira ödüyorsunuz. on sene boyunca kira ödeseniz, on senelik kira çöpe gidecek. oysa bir ev almaya niyetlenirseniz, o para evin maliyetini karşılamış olur.
önceliğiniz ev olmalı. on sene sonra ne olacağı hiç belli olmaz.
çok uzun gibi görünse de aslında kısa bir zaman on sene.
yerinizde olsam öncelikle ev alırdım. çünkü düzenli bir hayatınız var ve kira ödüyorsunuz. on sene boyunca kira ödeseniz, on senelik kira çöpe gidecek. oysa bir ev almaya niyetlenirseniz, o para evin maliyetini karşılamış olur.
0
Ev tabii ki. Ev kredisi bittikten sonra kralsın. Kira da yok, kredi de yok. O zaman istersen son model arabaya binersin. Çocuklar daha küçük anladığım kadarıyla. Onlara bırak üniversiteyi, liseye başlayınca su gibi para gidecek. Bir bakmışsın elinde 5-6 binden eser yok. Bir de gençliğini borç ödeyerek geçirme geyiği var. 50 yaşında kira ödemek sizi etkilemeyecekse gençliğinizi borç ödeyerek geçirmeyin tabii.
0
memleketin geleceği belirsiz. ben olsam dolar, euro ya da pound yapıp atardım yastık altına. evet, bankaya da koymazdım. güvenim yok bu hükümete.
altın da almazdım. öyle.
altın da almazdım. öyle.
0
2009'dan beri aynı arabayı kullanıyorum. şu aralar aklımda işe girdiğim an, kullandığım arabayı satmanın ardından bankadaki paramı çekip; mercedes a180 cdi için borca girmek var.
bekar 26e
bekar 26e
0
Couklarinin alacagi egitim arabandan onemli.
Arabanizi gittigi yere kadar kullanin ve biriktirin paranizi,yilda 60k gibi parayla bir sekilde ev alinabilir,istanbul disiysaki 10k nin 5-6 si kaliyorsa oyledir,cok rahat alirsiniz.ya da yettigi bir yerden alin,kiraya verin kendi kiraniza katkida bulunsun.
erkek tarafi vay salahhadin yeni araba yapmis desinler derdinde gibi geldi.
Arabanizi gittigi yere kadar kullanin ve biriktirin paranizi,yilda 60k gibi parayla bir sekilde ev alinabilir,istanbul disiysaki 10k nin 5-6 si kaliyorsa oyledir,cok rahat alirsiniz.ya da yettigi bir yerden alin,kiraya verin kendi kiraniza katkida bulunsun.
erkek tarafi vay salahhadin yeni araba yapmis desinler derdinde gibi geldi.
0
olm 10 bin TL kazanıp nasl 5-6 bin lira arttırıyorsunuz anlayamıyorum ben. ben hep kıt kanaat :(
araba alın. araba acil durumlarda büyük ihtiyaç. öyle "taksi çağırırım" demekle olmuyor. öyle bir zaman gelir ki taksi bulamazsınız.
edit: kıçımla okumuşum soruyu. araba varmış. kalsın araba gidiyorsa.
araba alın. araba acil durumlarda büyük ihtiyaç. öyle "taksi çağırırım" demekle olmuyor. öyle bir zaman gelir ki taksi bulamazsınız.
edit: kıçımla okumuşum soruyu. araba varmış. kalsın araba gidiyorsa.
0
yeni düzgün bir araba yüz bin lira.
yüz bin liraya ev alsınlar, ufak ufak taksit öderler.
yüz bin liraya ev alsınlar, ufak ufak taksit öderler.
0
